Partisinin TBMM’de düzenlediği grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu Bahçeli’nin ‘Devşirilmiş aslan yavrusu’ sözlerine yanıt verdi.

Dervişoplu, “Siz hala arslan yavrusu, adam mı değil mi onu tartışıp, alkışlattırıyorsunuz. Ben, bu tartışmaların ayrıntısına girmeyi bile zul addederim. Geçmişte kime neler söyleyip sonradan fikir değiştirdiğinizi dünya alem biliyor. Yaptığınız ve yaptırdığınız hakaretlerin zerresi bile üzerime yapışmaz. Ben üzerimde hakkı olan kişilere saygısızlık yapmam. Ama yanlış düşüncelerine karşı çıkarım. Hamurumda tuzu olanlar beni gayet iyi tanırlar. Kurt yavrusu, kurt olur, kurt! Bilmem anlatabildim mi?” ifadelerini kullandı.

“Şikayet var, dinleyen yok. İhmal var, denetleyen yok”

Dervişoğlu’nun konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

İhmal ve vurdumduymazlığın, dahası kul hakkının çok acı bir örneğini daha Dilovası’nda yaşadık. 6 vatandaşımızı kaybettik, 7 vatandaşımız da yaralandı. Hepsi de kadın ve kız çocuklarıydı.Hepsi gariban emekçiler…Güvencesiz, sigortasız, asgari ücret bile almadığı açık olan vatandaşlarımız. Haberlerden anlıyoruz ki, yaşadıkları evler, mahalleler, nice şehidimizle, yahut benzeri şekilde can veren nice masum vatandaşımızla aynı. Küflü duvarlar, doğru dürüst eşyası bile olmayan eski evler. Allah rahmet eylesin, acılı ailelerinin baş sağlığı diyorum. AKP idaresinde geçen yaklaşık çeyrek asırda bu felaketleri alt alta dizsek, saymaya herhalde ömür yetmez.Ve hepsinde tablo aynı: Kuralsızlık, denetimsizlik, sorumsuzluk! Potansiyel olarak rüşvet, kayırma, umursamazlık! Şikayet var, dinleyen yok. İhmal var, denetleyen yok. Her zamanki gibi önlenebilir can kayıpları var, Umursayan yok! Çünkü, ruhsat olarak mesken görünen, hiçbir kurala uymayan o fabrikanın sahibinin, tanıdıkları var, dayıları var, abileri var. Ama 3 kuruşa tüm gün ölümle burun buruna çalışanlarınsa kimsesi yok. Oysa onlar, Kimsesiz olmasın diye kurulmuş Cumhuriyet, hukuk düzeni, denetim düzeni, Felç edilmiş. Dar çevrelerin küçük çıkarları uğruna rehin edilmiş.

“Bu iktidar müflis tüccar gibidir”

Bu iktidar müflis tüccar gibidir. Tüm vaatleri, uygulamaları, programları iflas etmiştir. Beraberinde de, sadece üreticiler, işletmeler, fabrikalar değil, kurumlar ve kurallar da iflas etmektedir. Güven ilişkisi iflas etmektedir. İki hafta önce de dile getirdik, Bu ülkenin borsasında manipülasyon, bizzat kamu gücü kullanılarak, devletin verdiği makamlar kullanılarak yapılıyor. Mehmet Şimşek geçen hafta çıktı, “Bazı fonlar üzerinden manipülasyon yapıldığını biliyoruz” dedi. SPK Başkanı Ömer Gönül, “Piyasa dolandırıcılarını biliyoruz” dedi. Bunca zamandır biliyorlarmış ama susmuşlar. Yani, biliyorlarmış ama önlememişler.

Bu suskunluk, bu sessizlik, suça verilmiş açık izindir. Ve Şimdi yeni bir skandal daha ortaya çıktı: Bir yatırım bankasının geçen hafta gözaltına alınan genel müdürü, özel bir bankanın davasında da yargılanmış. Evet, yanlış duymadınız. Piyasa dolandırıcılığı iddialarının ortasındaki bir banka yöneticisi, meğerse zaten davalıkmış. Kim korudu bu insanları? Kim izin verdi bu düzenin sürmesine? Tabi ki iktidar! Açıkça söylüyorum: Bu artık bireysel suç değildir. Organize suçtur. Bu, çürümeden kokma aşamasına geçmektir.

‘Süreç’ açıklaması

İhanet sürecinin gelip dayandığı noktada, pazarlığın ayrıntıları ortaya saçılıyor. Sözüm ona silah bırakan PKK’nın, 1000’i siyasi, 8000 silahlı militanı çıkartılacak bir kanun ile ülkeye gelecek ve hayata karışacak. Haberler yalanlanmadığına göre, meselenin aslı astarı olduğunu kabul ediyoruz. Örgütün orta ve üst düzey 1000 militanı ise başka ülkelere transfer edilecek. Şimdi, size büyük bir barış projesi olarak sunulacak olan bu planın ne anlama geldiğini kısaca özetleyeyim: İktidar, Büyük Ortadoğu Projesinin son etaplarından biri olan ‘Terörsüz Türkiye’ isimli PR kampanyasıyla, Türk milletini 9 bin terörist ile birlikte yaşamaya hazırlamaktadır. Çatışma ve silah kullanma tecrübesi olan, dağa çıkacak kadar radikal, askerimize, polisimize silah sıkmak, şehirlerde bomba patlatmak üzerine eğitim almış, birçoğu da bu eylemleri bir şekilde uygulamış olan, 9 bin terörist şehirlerimize, mahallelerimize gelecek. Aynı otobüse bineceğiz. Aynı çarşı da gezeceğiz, öyle mi?

Bu ülkede tweet attığı için, bir espriye güldüğü için, bu kadar haksızlığa, yolsuzluğa itiraz ettiği için, protesto gösterilerine katıldığı için pırıl pırıl gençlerimiz tutuklanırken, belediye başkanları, ve gazeteciler Silivriye atılırken, 9 bin terörist elini kolunu sallaya sallaya aramızda dolaşacak öyle mi?

“Akdeniz’den Hazar’a uzanan “Paks Amerikana” projesinin neresindesiniz?”

Bakın Orta Asya’ya. Orada bir satranç tahtası kuruldu. ABD, Rusya, Çin, Avrupa Birliği kritik madenlerin ve enerjinin peşinde. Uranyum, nadir metaller, gaz, altın. Hepsi bölgeye koşuyor, masaya oturuyor, anlaşma üstüne anlaşma imzalıyor. 21. yüzyılın enerji ve maden kalbi Orta Asya’dadır. Kazakistan, dünyanın uranyumunun yüzde 40’ını üretiyor. Türkmenistan, dev gaz yataklarına sahip. Özbekistan, altın ve uranyumda dünya devleriyle yarışıyor. Ama bizim iktidar, hangi parsayı, kimin toplayacağı kavgasında.

Örnek mi? 30 Cigavat dev bir depolama fırsatını heba ettiniz. Bu kapasiteyle Türkiye yerli batarya sanayisini kurabilirdi, Ucuz elektrikle sanayiyi ayağa kaldırabilirdi, veri merkezi yatırımları gerçekleştirebilirdi. Ama lisansları, kapalı kapılar ardında, ihalesiz dağıttınız. Bu bir hata değil, ülkenin geleceğini satan bir tercihdir.

Kazakistan, İsrail’le yakınlaşıyor. Azerbaycan, Şam–Tel Aviv hattında arabuluculuk yapıyor. Bu ülkeler total diplomasi yürütüyorlar. Peki iktidar? Sadece konuşuyor. “Türk dünyası vizyonu” diyerek nutuk atıyor ama bir hazırlık yok. Kurumsal koordinasyon yok. Eylem planı yok. Türkçe bakamıyor, Türkçe düşünemiyorlar. Yunanistan’da toplantı yapılıyor, ABD. İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs masada biz yokuz. Mavi Vatan’dan kaynaklı haklarımız göz göre göre gasp ediliyor seyiyci kalıyoruz.

Fiilen, 2024 yılının yaz aylarında başlayan, Bir yılı aşkın zamandır da açıktan yürütülen “Alo Öcalan” hattından anlaşılan şudur: Tüm bu ihanet sürecini, başından beri bir dış politika meselesi olarak anlayalım istediniz. Adına beka, tehdide de İsrail dediniz. İsrail’in Katolik nikahlısı ABD’nin yörüngesinden ise bir derece sapmadınız. İsrail ile kapı arkası diplomasisine ara vermediniz, ticareti dahi kesmediniz.

Bahçeli'den Dervişoğlu'nun sözlerine sert yanıt: ‘Devşirilmiş aslan yavrusu’
Bahçeli'den Dervişoğlu'nun sözlerine sert yanıt: ‘Devşirilmiş aslan yavrusu’
İçeriği Görüntüle

Türkiye, İbrahim Anlaşmaları’nın, Hindistan-Ortadoğu Koridorunun ve Leviathan Gaz Projesinin bir parçası olacak mıdır? Yoksa başka bedeller ödeyerek çoktan olmuş mudur? Eğer öyleyse, bunu ABD büyükelçisi Tom Barrack yerine kendilerinden duymaya hakkımız yok mudur? Akdeniz’den Hazar’a uzanan “Paks Amerikana” projesinin neresindesiniz?

Muhabir: Emre Yılmaz