TBMM’de partisinin düzenlediği grup toplantısında konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, gündeme yönelik değerlendirmelerde bulundu.
Bahçeli’nin çağrısıyla başlayan ve PKK’nın kendini feshetme kararı almasıyla devam eden süreci eleştiren Dervişoğlu, “İlla da açılım yapacaksanız, önce gözlerinizi ve kulaklarınızı açın, milleti görün, milleti duyun! İlla da masa kurup, çözüm bulmak istiyorsanız, milletin dertlerini çözün! İşte size sendikalar, oturun, emekçilerin sorunlarını çözüp, iş barışı sağlayın” ifadelerini kullandı.
“İmralı-Balgat-Beştepe buluşması sahneleniyor?”
Dervişoğlu’nun konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle;
Diyoruz ki Türkiye, cumhuriyetin mahvolması pahasına, sözde bir barış sürecinde harcanamaz! Türkiye, vatandaşından esirgenen adalet ve umudu; iktidarın geleceğini kurtarmak ve kalıcı hale getirmek amacıyla Teröristlere bahşedemez! Türkiye, şehit çocuğunun gözündeki yaşlar kurumamışken, şehit katillerini muhatap alacak kadar küçültülemez. Türkiye, bizzat onu yönetenler, onu ölene kadar yönetmeye devam etsin diye, gayrı meşru bir Anayasa değişikliği için rehin alınamaz.
Terörsüz Türkiye aldatmacası, teröristlerin iktidar ortağı yapılarak, onlara yeni fırsatlar yaratılan Türkiye’dir. Bu konuda o kadar mahirler ki, 10 yılda bir başa sarıp aynı filmi oynatıyorlar, Bu filme seyirci kalanlar da her seferinde güzel bir son bekliyorlar? Tam 50 yıldır, hangi şartlar değişmiş ya da hangi şartlar devam etmektedir ki, İmralı-Balgat-Beştepe buluşması sahneleniyor? Kim kiminle hasretle kucaklaşıyor, Kim kimin elini sıkarken sırtını kolluyor?
“Çocukların yüzde 40’ı yoksulluk riskiyle karşı karşıyadır”
İktidar biliyorsunuz, önümüzdeki 10 yılı Aile ve Nüfus 10 yılı ilan etti. Nüfus felaketi yaşattıkları yetmedi, şimdi de 10 yıllık bir aile felaketi yaşatacaklarını ilan ettiler. Peki bu ülkede her üç çocuktan biri yoksulken mi Aile 10 Yılı? 7 milyondan fazla çocuk yoksulken, okula aç, kalem-deftersiz giderken mi? TÜİK’in “Aile Raporu”na göre hanelerin yüzde 20’sinden fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Her 3 hane halkından 1’i kötü barınma koşulları altında yaşamını sürdürüyor. Çatıları sızdırıyor, duvarları küflü, pencereleri çürük evlerde oturuyor. Sosyal yardımlarla ayakta kalan kişi sayısı neredeyse 15 milyondur. “Sosyal ve Ekonomik Destek” kapsamında yardım alan çocuk sayısı 10 yılda üç katına çıkmıştır. Çocukların yüzde 40’ı yoksulluk riskiyle karşı karşıyadır. Ailelerin yüzde 10’u çocuklarına yeni kıyafet alamıyor, bırakın eti balığı tavuğu, onlara meyve ve sebze yediremiyor.
“Tencereler kaynamıyorsa, kim daha büyük bir beka sorunundan bahsedebilir?”
Türkiye’deki 15 yaş grubundaki öğrencilerin yüzde 20’si, haftada en az bir gününü hiç yemek yemeden geçirmekte; her beş çocuktan biri okula aç gitmektedir. İşte Erdoğan ve avanesinin “Yeni Türkiye” masalları ile ülkeyi getirdikleri durum, milletimize reva gördükleri yaşam budur. Aile yılında bize yaşattıkları da budur. Terörün hedefi nedir? Dirliği- Düzenimizi bozmak. Bunu amaçlayan her adım, aslında terörle ittifak eden adımdır. Bugün ülkemize şöyle bir bakın; Ailelerimizdeki huzur için, mutfaklardaki yangından daha büyük bir tehdit var mıdır? Yüzbinlerce mutfağa et girmiyor, tencereler kaynamıyorsa, kim daha büyük bir beka sorunundan bahsedebilir?