Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ve Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yanıtlaması istemiyle sunulan önergede Çelenk, “En temel haklarını ve barışçıl demokratik taleplerini dile getiren öğrenciler gözaltına alınmakta, tutuklanmakta ya da üniversite yönetimlerinin idari kararlarıyla cezalandırılmaktadır” dedi.
Sevilay Çelenk, “Siyasi iktidarın güvenlikçi beka siyaseti, eleştirel düşünceyi ve toplumsal muhalefeti bastırmanın başlıca aracı haline geldi. Bu süreç yalnızca akademisyenleri değil, üniversite topluluğunun bütününü, özellikle de öğrencileri doğrudan etkiledi” diye konuştu.
“Birçok öğrenci sadece pankart taşıdığı için ‘terör’ suçlamalarıyla yargılanıyor”
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Üyesi Sevilay Çelenk, son yıllarda üniversite öğrencilerinin yalnızca düşüncelerini ifade ettikleri için hedef alındığını öne sürdü. Hacettepe Üniversitesi Beytepe Kampüsü’nde 27 Ekim’de yaşanan olaylara değinen Çelenk, “‘Hacettepe Ülkücü Teşkilatı’ adlı grubun çağrısı üzerine kampüse gelen kişiler, barışçıl protesto hakkını kullanan öğrencilere palalarla saldırmıştır. Yaralı öğrenciyi hastanede gözaltına alma girişimi, güvenlik anlayışının geldiği vahim noktayı göstermektedir” dedi. Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası İstanbul Beyazıt Meydanı’ndaki eylemlerde de yüzlerce öğrencinin gözaltına alındığını, onlarcasının tutuklandığını hatırlatan Çelenk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün Türkiye’de birçok öğrenci yalnızca bir eyleme katıldığı, bir pankart taşıdığı ya da bir bildiriyi paylaştığı için ‘terör’ suçlamalarıyla yargılanmaktadır” diye sordu.
“Kaç üniversite öğrencisi tutuklu?”
Önergesinde tutuklu üniversite öğrencilerinin sayısını soran Çelenk, bu konuda kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini belirterek şöyle dedi:
“Ceza infaz kurumlarında tutuklu veya hükümlü statüsünde bulunan üniversite öğrencilerinin sayısı, bulundukları iller, isnat edilen suç türleri ve kayıtlı oldukları üniversiteler hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi hem şeffaflık hem de eğitim hakkının korunması açısından zorunludur.”





