DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Koçyiğit, TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesi beklenen Irak, Suriye ve Lübnan tezkereleri ile ilgili, "Türkiye'de yürüyen bir süreç var; Birinci yılını ve çok kritik eşikleri geride bırakan Kürt sorununun demokratik çözümü açısından bir sürecin içerisindeyiz. Fakat bu süreçle Meclis'e gelen tezkereler arasında bir uyumsuzluk içerisinde olduğunu, sürecin ruhunu yakalamaktan uzak olduğunun altını çizmemiz gerekiyor. Tezkerede şöyle bir ifade var; 'Suriye yönetiminin gereksinimleri' deniliyor. Peki, 'Suriye yönetiminin gereksinimleri ile Suriye halkının gereksinimleri aynı mıdır' diye sormamız gerekiyor. Bizim açımızdan halkların gereksinimleri temel olandır. O da demokratik, birleşik bir Suriye'dir. Bunun inşası ve kurulmasıdır. Fakat bu bakış açısından Türkiye'nin uzak olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Koçyiğit, ayrıca tezkerelerin çözüm olmayacağını söyledi ve partisinin 'hayır' oyu kullanacağını ekledi.
“Komisyon bu hafta toplanmayacak”
'Terörsüz Türkiye' süreci kapsamında kurulan TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nun çalışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Koçyiğit, "Geçen haftaki oturumun son oturum olmasını bekliyorduk. Daha önce böyle konuşulmuştu. Bu hafta içinde; MİT Başkanı, Dışişleri Bakanı ve Adalet Bakanının gelip sunum yapması ve bunun nihai bir oturum olması hedefleniyordu; ama anladığımız kadarıyla bakanların programı uymadığı için bu hafta komisyon toplanmayacak. Bir sonraki hafta yapılacak oturumda dinlenmelerini bekliyoruz. Daha sonra raporun yazılması gerekiyor, Genel Kurula gönderilecek ve böylelikle komisyonun ilk çalışması da tamamlanmış olacak" diye konuştu.
"Sızan hali gerçekse eğer gerçekten durum vahim"
Gündemde tartışılan 11. Yargı Paketi'nin sızmasına ilişkin olarak Kılıç Koçyiğit, "'Henüz resmi olarak bize gelmedi' diyor AKP hükümetinin yetkilileri. Adalet Komisyonu Başkanı'na da sordum. Ama sızan hali gerçekse eğer gerçekten durum vahim. Onu ifade edelim. Bu AKP taktiğidir. Önce sızdırırlar, bir kamuoyunu yoklarlar. 'Kim ne diyor?' diye biraz tepkileri görürler. Ondan sonra da o yasayı resmi zeminlere taşırlar ama biz bu sızan taslağın resmileşmesini dahi kabul etmiyoruz. Gerçek anlamda insan haklarına aykırı bir düzenleme taslağını hep beraber gördük" dedi.
"Sızdırılan 11.Yargı Paketi henüz resmileşmeden muhalefet etmeye başlıyoruz"
Kılıç Koçyiğit, taslakta yer alan doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışlara üç yıla kadar hapis cezası öngören hükümlerin yalnızca ifade özgürlüğüne değil, "yurttaşların varoluşuna kasteden bir yaklaşım" olduğunu nitelendirerek şunları kaydetti:
"LGBT+'lar olmak üzere toplumsal cinsiyet kalıplarına aykırı yaşayan herkesin hem kamusal hem özel alandaki varoluşlarını cezalandırma potansiyelini taşıyan bir yasa. Uluslararası sözleşmelere, Anayasa'ya aykırı ama buna rağmen getirilmek istendiğini ve sızdırıldığını biliyoruz. Benzer yasalar Rusya'da var ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Rusya'daki uygulamalara karşı aldığı kararlar ortada. Dönüp hükümeti onlara bakmaya davet ediyoruz. Eşit yurttaşlık meselesi ifade özgürlüğü ve insan onurunun temelini esas alır. Eşitlik meselesini sadece birbirine benzeyenlerin eşitliği olarak değerlendiremeyiz. Bu ülkede yaşayan her bir yurttaşın, her bir varoluşun eşit özgür yaşama koşullarından bahsediyoruz. Bunu ihlal eden her şeyin insan haklarını ihlal ettiğini, evrensel ilkeleri ihlal ettiğinin de altını çizmemiz gerekiyor. O anlamıyla açık ve net söyleyelim. Bu sızan teklife karşı muhalefet etmeye henüz resmileşmeden başlıyoruz ama dediğimiz gibi asla resmileşmesini de kabul etmiyoruz."