Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, “Demokrasi hukuku notları” başlığı altında sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, “yurtsever demokrasi” kavramı çerçevesinde Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ni savundu. Uçum, halkın iki oy hakkı ile yüzde 50+1 kuralının “demokratik birikim” açısından korunması gerektiğini belirtti.
“Demokratik kazanımları koruyarak değişim; halkın demokratik birikimlerini korumak demektir” diyen Uçum, Türkiye’de bu kazanımların, halkın doğrudan katılımıyla belirlenen sistem üzerinden sürdürüldüğünü savundu. Yüzde 50+1 kuralının bu çerçevede “yurtsever demokrasinin” temel unsurlarından biri olduğunu vurguladı.
“Başkanlık en uygun hükümet modeli”
Uçum, yurtsever demokrasinin sekiz niteliğini sıraladığı paylaşımında, başkanlık sisteminin Türkiye’ye en uygun yönetim biçimi olduğunu ileri sürdü. “Başkanlık, halkın doğrudan seçimiyle yürütmenin demokratik meşruiyet kazanmasını sağlar” diyen Uçum, halk tarafından seçilen başkanın hem cumhuriyetin hem de milletin birliğini temsil ettiğini belirtti.
Kuvvetler ayrılığı ilkesine de değinen Uçum, bu ayrımın kurumsal değil, fonksiyonel olması gerektiğini ifade etti. “Kuvvetler, milli egemenliğin işlevleridir” ifadesini kullandı.
“Dış hukuk üstün tutulamaz”
Paylaşımında hukuk ve yargı vurgusu da yapan Mehmet Uçum, milli hukukun üstünlüğünün esas alınması gerektiğini savundu. “Uluslararası sözleşmelerden oluşan dış hukuk düzeni iç hukuka üstün tutulamaz” diyen Uçum, milli yargının da herhangi bir dış merciyle hiyerarşik ilişki içinde olamayacağını kaydetti.
“Tam bağımsızlık, yurtsever demokrasinin temeli”
Uçum’un sekizinci ve son maddesi ise “tam bağımsızlık” üzerine kuruldu. Ulusal demokrasinin, ancak emperyalizme karşı milli iradeyi ve ülke hukukunu koruyarak yurtsever demokrasiye dönüşeceğini söyleyen Uçum, “Egemenlik ve yetki devrine asla izin verilmez” ifadesine yer verdi.
Paylaşımında Batı merkezli demokrasi tanımlarına da eleştiri getiren Uçum, “Demokrasi, Batı’ya ait bir değer değil; genel ve nötr bir hukuk tartışması konusu olmalı” görüşünü dile getirdi.
Uçum'un sosyal medya paylaşımı şu şekilde:
"Demokrasi hukukunun ilkeleri bahsini tamamlamıştık. Şimdi ise demokrasiye ilişkin kavramsal çerçeveyi ve yurtsever demokrasinin niteliklerini ele alarak demokrasi hukuku notlarını bitiriyoruz.
Demokrasi Tartışmaları!
Literatürde;
- demokrasi (halk iradesine dayanan yönetim),
- demokrasinin uygulama biçimleri (doğrudan, yarı-doğrudan, temsili demokrasi),
- demokrasinin hükümet modelleri (başkanlık, yarı-başkanlık, parlamenter demokrasi),
- demokrasinin türleri (liberal, muhafazakar, ulusal, sosyal, yurtsever, sosyalist, egemen demokrasi…),
- demokrasinin alanları (siyasal, ekonomik, kültürel demokrasi…),
- yer esaslı demokrasi (ailede, işyerinde, okulda demokrasi, yerel, ülkesel, bölgesel, küresel demokrasi…)
gibi konularda bir çok tartışma var.
Bu tartışmalar uzunca süre batıcılığın fikri tekelinde sürdü. Ancak demokrasiyi batıya ait gören ve batıcı değerlere indirgeyen ideolojik yaklaşımların teşhiriyle günümüzde demokrasi tartışması genel ve nötr bir hukuk tartışmasına dönüştü.
Daha önce demokrasi ve hukuk ilişkisini ele almış ve demokrasi hukukuna geçiş ihtiyacına işaret etmiştik. Demokrasi hukukunun ilkelerine değinmiştik.
Son olarak yurtsever demokrasinin niteliklerine değineceğiz.
Yurtsever Demokrasinin Nitelikleri!
1-) Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu bir cumhuriyette yurtsever demokrasinin temel niteliği milli egemenliğin bütünlüğüdür. Bütünlüğü sağlamanın yegane yolu halkın milli egemenliğe tek başına sahip olmasıdır. Bunun için hiçbir şekilde milli egemenliğin yanında bürokratik kurumsal egemenliğe doğrudan veya dolaylı yer vermemek ana şarttır.
2-) Vesayetsiz demokrasi milli egemenliğin bütünlüğünü güvence altına alır. Demokratik irade üzerinde hiçbir makam olmamalıdır. Cumhuriyetle demokrasi eksiksiz bütünleşmeli, millet ve halk egemenliği birleşmelidir. Egemenlik iradesi halkta tekleşmelidir. Milli egemenliğin sadece halk tarafından kullanıldığı bir devlet işleyişi sağlanmalıdır.
3-) Kuvvetlerin egemenliğin fonksiyonu olması yurtsever demokrasi bakımından belirleyicidir. Kuvvetler ayrılığı kurumsal ayrılık değildir. Kuvvetler milli egemenliğin işlevidir ve fonksiyonel ayrılık olarak düzenlenmelidir.
4-) Başkanlık demokratik cumhuriyete en uygun hükümet modelidir. Başkanlık modelinde yurtsever demokrasi gereği, ülke liderliği; halk tarafından doğrudan ve salt çoğunlukla seçilen, cumhuriyeti ve milletin birliğini temsil eden başkana verilir. Halkın seçtiği başkan, doğrudan demokratik meşruiyete sahip olarak yürütme yetkisi ve görevi de üstlenir. Başkan hem halkın başkanı hem de devlet başkanı sıfatlarına sahip olur, devletin işleyişi tümden halk iradesine bağlanır.
5-) Milli hukukun üstünlüğü yurtsever demokrasinin pozitif hukuk niteliğidir. Uluslararası sözleşmelerden oluşan ve bugün çöküş yaşayan dış hukuk düzenini bir üst otorite gibi iç hukuk düzenine asla üstün tutmamak, çelişki halinde iç hukuka üstünlük tanımak bu niteliği tanımlar.
6-) Milli yargının belirleyiciliği yurtsever demokrasinin yargısal niteliğidir. Dış yargı mercilerinin, egemenlik yetkisi kullanan milli yargıyla ilişkisinde, hiçbir şartta hiyerarşik (dikey) bir konumda olmaması bu niteliği şekillendirir.
7-) Demokratik kazanımları koruyarak değişim; değişim zamanlarında yurtsever demokrasinin temel gücü olan halkın demokratik birikimlerini korumak demektir. İşte Türkiye’de halkın iki oy hakkının ve yüzde 50+1 kuralının korunması demokratik birikimin gereğidir.
8-) Tam bağımsızlık perspektifi yurtsever demokrasinin temelidir. Egemenlik ve yetki devirlerine -dış ve iç- asla izin verilmez. Güç savaşlarının hakim olduğu günümüzde ulusal demokrasiler ancak siyasal ve sosyal düzeni, milli kimliği, milli birliği ve emperyalizme karşı milli iradenin ülke hukukunu belirleme iktidarını koruyarak yurtsever demokrasi olur.
Sonuç olarak demokrasi hukuku yurtsever demokrasiye hukuki güvence sağlayan normlara göre işlediğinde tam bağımsızlık hukuksal olarak hayata geçer."