Çocuk Hakları Savunucuları Ağı, 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin öldürülmesine ilişkin olarak Türkiye’deki çocuk koruma sistemindeki yapısal eksikliklere dikkat çeken bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, "Mattia Ahmet Minguzzi’nin ölümü, tıpkı diğer çocuk ölümleri gibi, önlenebilirdi. Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye göre, Mattia Ahmet’in yaşamını koruma yükümlülüğü de, diğer çocukların ölümle sonuçlanan şiddet eylemlerini önleme yükümlülüğü de devlete aittir" denildi. 

Kadıköy'deki tarihi salı pazarında 24 Ocak Cuma günü saat 08.25 sıralarında meydana gelen olayda, Mattia Ahmet Minguzzi pazarda alışveriş yaptığı sırada B.B. tarafından beş yerinden bıçaklanmıştı. Diğer şüpheli U.B.'nin ise Minguzzi'yi tekmelediği kameralara yansımıştı. Minguzzi, 15 gün tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetmişti. Şüpheli çocuklar B.B. ve U.B. hakkında "çocuğa karşı kasten öldürme" suçundan 18'er yıldan 24'er yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. 

Ağır sağlık sorunları vardı: Esila Ayık'ın tutukluluğunun devamına karar verildi Ağır sağlık sorunları vardı: Esila Ayık'ın tutukluluğunun devamına karar verildi

Bugün görülen davanın ikinci duruşmasında Minguzzi'yi bıçaklayan B.B. ve tekmeleyen U.B. hakkında emsal karar bekleniyordu. Dava, 20 Haziran'a ertelenirken, Çocuk Hakları Savunucuları Ağı, Minguzzi'nin ölümüne ilişkin olarak basın açıklaması yayınladı.
 
Çocuk Hakları Savunucuları Ağı'nın yaptığı basın açıklamasının tamamı şu şekilde:
 
"Mattia Ahmet’in ölümü, Türkiye’deki çocuk koruma sisteminin yetersizliğini bir kez daha gösterdi.
 
Mattia Ahmet gibi başka bir çocuğun daha yaşamını kaybetmemesi için, canımız yansa da öfkemiz artsa da şu soruyu kararlılıkla sormamız gerekiyor:
Sistemin hangi eksiklikleri bu şiddeti mümkün kıldı? Devletin sorumluluğunu çocuklara yüklemek ve yalnızca cezalandırıcı politikalar talep etmek yerine; gerçek nedenleri sorgulamak, eşitsizliği ve ayrımcılığı görmek, risk altındaki çocukların desteklenmesini talep etmek zorundayız.
 
Yapılan pek çok araştırma, toplumları derinden etkileyen bu tür kayıpların nedenlerinin cezaların artırılmasıyla ortadan kalkmadığını açıkça gösteriyor.
Gerçek nedenlere ve etkili çözümlere odaklanmadığımız sürece, çocuk hakkı ihlalleri hız kesmeden devam edecek.

"Mattia Ahmet için adalet talebi, yalnızca geçmişin değil, geleceğin de adaleti olmalı"

Mattia Ahmet için adalet talebi, yalnızca geçmişin değil, geleceğin de adaleti olmalı.

Bu talep, tek bir çocuğun daha yaşam hakkı ihlal edilmesin diye, bizi Türkiye’deki çocuk koruma sisteminin tüm açıklarıyla yüzleşmeye çağırıyor.

Bu yüzleşme; çocukların haklarını, özgürlüklerini ve onurlarını gözeterek; onarıcı adaleti inşa etmeyi ve çocuklar için daha adil bir dünya adına harekete geçmeyi zorunlu kılıyor.

Mattia Ahmet Minguzzi’nin ölümü, tıpkı diğer çocuk ölümleri gibi, önlenebilirdi.
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’ye göre, Mattia Ahmet’in yaşamını koruma yükümlülüğü de, diğer çocukların ölümle sonuçlanan şiddet eylemlerini önleme yükümlülüğü de devlete aittir.

"Devletler, koruyucu ve önleyici sosyal politikalar geliştirmekle yükümlüdür"

Çünkü devletler, çocukların hem her türlü tehlikeden korunması hem de şiddete başvurmalarının engellenmesi için koruyucu ve önleyici sosyal politikalar geliştirmekle yükümlüdür.

 Bu yükümlülük yerine getirilmediği sürece, çocuklar için güvenli ve adil bir toplumdan söz edilemez.

Mattia Ahmet’in can yakıcı şekilde öldürülmesine ilişkin dava süreci devam ediyor.
Bu davada adaletin çocuk hakları temelinde tesis edilmesi, yalnızca Mattia Ahmet için değil, bugünün ve geleceğin tüm çocukları için güvenli bir toplum inşa etmenin ön koşulu.

Çocuk hakları savunucuları olarak, adaletin, gerçek sorumluların cezalandırılmasının yanı sıra; ihmali, eşitsizliği, ayrımcılığı ve şiddeti üreten koşullarla yüzleşmekle mümkün olacağını biliyoruz.
 
Tüm kurumları çocukların yaşam hakkını güvence altına alacak koruyucu ve önleyici sosyal politikaları ve onarıcı adaleti hayata geçirmeye; toplumu ise hak temelli ve etkili bir çocuk koruma sistemi için birlikte hareket etmeye çağırıyoruz."

Kaynak: Haber Merkezi