Yolsuzluk iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan ve geçtiğimiz günlerde ilk kez hâkim karşısına çıkan eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in kızı ve avukatı Defne Soyer, "Bu dava bir hukuk davasıyken, Danıştay kararıyla da hukukî ihtilaf niteliğinde olduğu belirtilmişken ceza davası olarak görülmektedir" diyerek, "Nitelikli dolandırıcılık suçlaması yapılmaktaysa da suçun hiçbir unsuru oluşmamış, suçun unsurlarına dair hiçbir delil iddianamede bulunmamaktadır. Hatta iddianamede açıkça kişisel menfaat elde edilmediği tespiti yapılmıştır" ifadelerini kullandı.

'Faladdin' ve 'Binnaz' isimli fal uygulamalarının sahibi için istenen ceza belli oldu
'Faladdin' ve 'Binnaz' isimli fal uygulamalarının sahibi için istenen ceza belli oldu
İçeriği Görüntüle

Cem Küçük, bugün kaleme aldığı yazısında Defne Soyer'e yanıt verdi. Küçük'ün yazısı şöyle:

"1- Defne Hanım, “2012’den ihale olmadı, kimse girmedi” diyor. Bu gerçek değil. Aziz Kocaoğlu zamanında 2016’da Folkart tarafından Uzundere’de 1.ve 2. Etap yapıldı ve konutlar teslim edildi. Örnekköy 1. Etap da 2018’de Aziz Bey zamanında yapıldı ve teslim edildi. Tunç Bey zamanında ise Ege Mahallesi’nde Teknik Yapı tarafından ihalesi alındı ve inşaat devam ediyor. Yani ihalelere firmalar girmedi demek doğru değil.

2- “Halk Konut projelerini yaptık, sonra kooperatif projelerine başladık” demek tamamen yanlış. İzmir depremi 30 Ekim 2020’de oldu. Kooperatif sorununun temelini oluşturan ilk projelerden Örnekköy 3. ve 4. Etap Kat Karşılığı İnşaat Yapım İşi için 18 Kasım 2020 tarihli Belediye Meclis Kararıyla 29 Aralık 2020 tarihinde İzbeton ile sözleşme imzalandı.

Halk Konut uygulaması olan Dilber Apartman için 15 Ocak 2022’de sözleşme imzalandı. Yani Halk Konut dedikleri süreç 2 yıl sonra başladı. Kaldı ki Tunç Bey 43 tane Halk Konut kurdu. Vatandaşlar belediyeye inandı. Bu işlerden sadece 3 tanesi ilerledi, diğerleri kaldı. 8 tane Halk Konut’a Çevre Bakanlığı yardım etti. Dünya Bankası kredi kullandırdı da evler bakanlık kontrolünde yapılıyor. Diğer Halk Konutlar da çözüm için bekliyor.

3- Defne Hanımın hükûmetin 5.000 konut yaptı, başka bir şey yapmadı demesi de tamamen yalan. Bakanlık 23 yılda İzmir’de TOKİ ile 35.000 konut yaptı.

Belediye sadece 1.500 konut yapabildi.

4- “Kooperatiflerle sözleşmeler yapıldı, yasal” diyorlar. Bu da yalan, çünkü belediye meclisi yetkiyi oy birliğiyle yani AK Parti’nin oyuyla birlikte İzbeton’a, belediye şirketine verdi. 6306 sayılı kanun gereğince belediyenin, 4734 kapsamında olan kamu iştirak şirketiyle protokol imzalama yetkisi var. İşin devredilmek istenmesi durumunda belediyeden yetki alınması ve devredilecek şirketin de yine kamu iştirak şirketi olması gerekir. İzbeton’un doğrudan kooperatif ile sözleşme imzalaması ihale kanununu atlaması anlamına geliyor.

Bu nedenle yetkisi yokken imzaladılar. Yine teminat almaları gerekli olan işle ilgili kooperatif işi verdiği firmanın kendi senedini teminat kabul ettiler. Bankadan teminat mektubu bile almadılar. İşlemler başından beri yetkisiz şekilde yapıldı. Yönetim Kurulu’ndaki birçok kişi bu yetki aşımına imza attıkları için cezaevine girdiler. Yani bu kişiler genel müdürün tek taraflı kararı nedeniyle cezaevindeler.

5- Kira yardımı konusunda ise evet arsa sahibi olan kişilere inşaat boyunca kira yardımı yapılması gerekiyor ve bunu da İzbeton karşılamak zorundaydı. Belediye Meclis kararı böyle ama İzmir BB kooperatiflerden bunları almadılar. Bu da ayrı bir kamu zararı ortaya çıkardı. Kiraları belediye ödemeye devam ediyor.

6- Evet, arsa tapuları belediyede duruyor. Doğru ancak bu arsa sahibi bakımından sorun yok ama dolandırılanlar onlar değil ki! Onlar sadece evlerini geç teslim alacak ama iş buradan sonra başlıyor.

İzbeton Genel Müdürü Heval Savaş ve ekibi belediye meclisinden aldıkları yetkiyi kötüye kullanarak il başkanı Şenol Arslanoğlu’nun liderlik yaptığı kooperatiflerle sözleşmeler imzaladılar. Bu sayı 5 kooperatifte 1500 kişi demek. Bunların elinde ne tapu var ne de belediye ile yapılan bir sözleşme. Sadece İzbeton’la yapılmış hukuki olarak sorunlu bir sözleşme var. Bu sözleşmeye göre kişi başına 2 milyon TL ve üstü ödeme yapmışlar. Bu da 1.500 kişide 3 milyar TL’den fazla para demek. Yüzde 90’dan fazla ödeme yapılmış durumda. Bunlara inanan insanlar arasında şu an Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, bazı hâkim, savcı, polis gibi nitelikli meslek sahipleri de var.

Ortada başlayan 5 kooperatif inşaatının seviyesi yüzde 15 bile yok. Oysa toplanan para ile şu anki fiyat artışlarına rağmen bile en kötü yüzde 70’i geçmesi lazımdı. Hiç inşaata başlamayanlar bile var.

Bu insanların şu an hiçbir hakkı yok. Tam bir dolandırıcılık örneği. Ortada para yok, inşaat yok, hak sahibi olabilecek hiçbir belge yok.

Tunç Soyer bana anlatıldığına göre romantik ve hayalperest biri. O yüzden görevi kötü kullanarak hırsız bir kadroyu korumaya devam etti. Bunların siyasi çalışmalara para harcanmalarına göz yumdu. Heval Savaş’ın hamisi CHP’li vekil Murat Bakan.

1.500 kişi hiçbir zaman evlerini alamayacaklar. Ödedikleri paralar gitti, şimdi bu insanlardan 6-7 milyon TL arasında inşaatların devam etmesi için para isteniyor."

Kaynak: Haber Merkezi