Öğle yemeği yiyen 20 öğrenci, gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye kaldırıldı
Öğle yemeği yiyen 20 öğrenci, gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye kaldırıldı
İçeriği Görüntüle

Şişli, 18 Nisan'da Halil Rıfat Paşa Mahallesi'nde bir apartmanda meydana geldi. Bir dairede yapılan ilaçlama sonrası, karşı dairede oturan çiftin çocukları rahatsızlandı. Gece saatlerinde çocuğun sürekli kustuğu gören aile, hastaneye gitti. Burada tedavi altına alınan çocuk, bir süre sonra hayatını kaybetti. Karan'ın babası Şahin Yazıcı'nın ilaçlama firmasından şikayetçi olduğu öğrenildi. Şikayetçi olunan firmanın ise Fatih'te Böcek ailesinin de ölümüne neden olduğu öne sürülen ilaçlama firması olduğu öne sürüldü. Olaya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldı.

Karan'ın ölümünün ardından Adli Tıp Kurumu tarafından yapılan otopside, ölümün böcek ilacı zehirlenmesi sonucu meydana geldiği belirlendi. 2 ay önce çıkan raporun soruşturma dosyasına girmesine rağmen ilaçlama firmasının çalışmaya devam ettiğini belirten Yazıcı ailesi bugün İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek şikayette bulundu. Olaya ilişkin konuşan baba Yazıcı, 'İki ay önce bazı kurumlar harekete geçmiş olsaydı, geçtiğimiz günlerde Fatih'te otelde vefat eden Böcek ailesi de şu an yaşıyor olabilirdi. Biz yavrumuzu kaybettik, başka kimse evladını kaybetmesin, başka kimse zarar görmesin diye şikayette bulunduk' dedi.

"Kurumlar harekete geçmiş olsaydı, Böcek ailesi yaşıyor olabilirdi"

Baba Şahin Yazıcı, "2025 Nisan ayında oğlumuzu zehirlenmeden dolayı kaybettik. DSS isimli firma tarafından yapılan ilaçlamadan kaynaklı, zehirlenme sonucu vefat ettiğinin otopsi raporunda belirlenmiş oldu. Otopsi raporu iki ay önce çıkmış. İki ay önce bazı kurumlar harekete geçmiş olsaydı, geçtiğimiz günlerde Fatih'te otelde vefat eden Böcek ailesi de şu an yaşıyor olabilirdi. Biz yavrumuzu kaybettik, başka kimse evladını kaybetmesin, başka kimse zarar görmesin diye şikayette bulunduk. Firmadan ve hastaneden şikayette bulunduk fakat Böcek ailesinin dosyasından sonra herkes aksiyon aldı, bazı tutuklamalar yapıldı. Bunlar biz yavrumuzu kaybettiğimizde de yapılabilirdi. Bizim olayımızdan haberleri olduğu halde yedi aydır bunlar ilaçlama yapmaya devam ediyorlar. Göz göre göre insanları öldürüyorlar. Bu kasten öldürmedir, bu cinayettir, caniliktir, başka hiçbir şey değildir" dedi.

"7 ay geçmiş hiçbir şey yapılmamış, hala çalışmaya devam etmişler"

Anne Gamze Yazıcı, "Firma yetkilisi de herhangi bir şey söylemiyor, sadece yan komşumuz insani bir şekilde, 'Yan tarafta da çocuk var, herhangi bir sorun olur mu?' diye soruyor. Üstüne basa basa 2-3 defa sorduğunu söylüyor. 'Herhangi bir zararın olmayacağını, hiçbir şey olmayacağını, sadece siz evden çıkın, sonra gelin havalandırın. Masanın üstünde duran yemeği bile yiyebilirsiniz.' şeklinde bir ifadede bulunmuşlar. Zaten biz 18 Nisan'da akşam eve geldik, 10 gün kaldık. Ertesi gün dışarı çıktık, oyun grubuna gittik. Akşam yine eve geldik, hiçbir şey yoktu. Oğlum gayet sağlığı yerindeydi. Sonrasında gecesinde rahatsızlandık, kusma başladı ve 20 Nisan sabahı da kaybettik. Zehirlenme şüphesi olduğu ortada. Bizim canımızı en çok yakan konu da zehirlenme var, evet. Ama firma ile alakalı 7 ay geçmiş, hiçbir şey yapılmamış. Hala çalışmaya devam etmişler, hala can almaya devam etmişler. Katillik sadece silahla, bıçakla, topla, tüfekle olmuyor. Bu da bariz bir katillik. Göz göre göre insan canına kıymak oluyor. 3 yaşında bir çocuktan, kocaman bir aileden bahsediyoruz. Bilmediğimiz kim bilir daha ne kadar canı yanan aile var. 7 aydır neden bu firma hala çalışmaya devam etti? Canımızı en çok yakan da bu oldu" ifadelerini kullandı.

"7 ay adli tıptan gelecek raporu bekledik"

Avukat Eylem Karaca ise, "Müvekkillerim Şahin ve Gamze de ciddi bir zehirlenme semptomuyla hastaneye götürüldüler. Hatta çocuklarının daha ağır durumda olduğunu gördüklerinde tedaviyi reddettiler. Baba Şahin, bayılana kadar tedaviyi reddetmeye devam etti. Çocuğu kaybettikten sonra ailenin ifade verebildiği ilk tarih olan 30 Nisan'da ifade vermeye gittik. Ben vekilleri olarak, kendi yaptığımız araştırmalarla firmanın ruhsatı olmadığını, yaşam alanlarında kullanılması yasak tarım ilaçları kullandıklarını, gerekli önlemleri almadıklarını, o yüzden dosyada baş şüpheli olduklarını, bu yüzden ifadeye çağrılıp gözaltına alınmaları, hatta tutuklanmaları gerektiğini söyledim. Maalesef ki birçok sebepten bu bir süre yapılmadı ve adli tıptan raporu çok uzun süre bekledik. Tam 7 ay adli tıptan gelecek sonucu bekledik ki sorumlular, kusurlular ortaya çıksın, o sonuca göre soruşturmada hareket edilsin. Fakat 7 ay sonra gelen, yani geçtiğimiz hafta dosyaya giren adli tıp raporuna baktığımızda bir şey fark ettik. Raporu hepinize verdik zaten, böcek ilaçlamasından kaynaklı zehirlenmeden dolayı öldüğü oy birliğiyle mütalaa edilmiş. Fark edilen şey şu ki; rapor 17 Eylül'de yazılmış ve 19 Eylül'de sisteme gönderilmiş. Tam 2 ay sonra, 13 Kasım'da onaylanmış, sistemde görünür hâle gelmiş. 13 Kasım, Böcek ailesinin 2 yavrusunun öldüğü tarihe denk düşüyor. 2 aylık bir boşlukta aynı şirket bir aileyi daha katletti" şeklinde konuştu.

Kaynak: DHA