Pankreas kanseri, genellikle semptom vermeden ilerleyen ve fark edildiğinde çoğu zaman çok geç kalınan ölümcül bir hastalık olarak biliniyor. “Sessiz Katil” olarak anılan bu hastalık, Alan Rickman, Steve Jobs ve Patrick Swayze gibi pek çok ünlü ismi aramızdan aldı. Ancak bilim dünyası, şimdi bu görünmez tehdidi daha erken yakalayabilmenin şaşırtıcı bir yolunu buldu: dışkı analizi.

Fark edilmesi zor, etkisi yüksek: pankreas kanseri

Pankreas, sindirimi ve metabolizmayı düzenleyen hayati bir organ. Ancak burada oluşan bir tümör genellikle belirti vermez ya da başka rahatsızlıklarla karıştırılır. Özellikle pankreas kanserinin en yaygın türü olan pankreatik duktal adenokarsinom (PDAC), sindirim enzimlerinin akışını engelleyerek enerji metabolizmasında bozulmalara yol açar. Bu da halsizlik, iştahsızlık ve kilo kaybı gibi belirsiz belirtilerle kendini gösterir.

2017-2019 arasında Birleşik Krallık’ta 10.700 yeni vaka ve 9.500 ölüm kaydedildi. Hastalık çoğunlukla ileri evrede teşhis edildiğinden, tedavi şansı oldukça düşüktür.

Dışkıdan gelen gizli mesajlar

Araştırmayı kaleme alan Falk Hildebrand ve Daisuke Suzuki, dışkı analizinin yeni bir erken teşhis kapısı araladığını söylüyor. Her bireyin bağırsağında yaşayan yaklaşık 40 trilyon bakteri, vücudun genel sağlık durumuna dair önemli bilgiler taşıyor.

PDAC, bağırsağa açılan pankreas kanalında geliştiği için bu bölgedeki bakteri dengesi bozulabiliyor. Bu bozulmalar, dışkı örneklerinde doğrudan gözlemlenebiliyor. Uzmanlara göre bu, hastalık vücutta belirti vermeden önce fark edilebilmesi anlamına geliyor.

Yapay zeka destekli teşhis modeli geliştirildi

Finlandiya ve İran’dan bilim insanlarının da katıldığı uluslararası çalışmada, dışkı örneklerinden bakteriyel DNA analizleri yapıldı. Kullanılan yöntem, her bakteride bulunan belirli bir gen bölgesinin dizilenmesini ve sayılmasını içeriyor.

Sonuçlar çarpıcıydı:

Kanser hastalarında bağırsaktaki bakteri çeşitliliği belirgin şekilde azalmıştı.

Bazı bakteri türlerinde ciddi artış ya da azalma görülüyordu.

Araştırmacılar, yalnızca bakteriyel profile bakarak bireyin kanser hastası olup olmadığını %90’a yakın doğrulukla belirleyen bir yapay zekâ modeli geliştirdi.

Mikrobiyota, teşhis ve tedavide yeni bir dönem başlatıyor

Bu gelişmeler, yalnızca pankreas kanseriyle sınırlı değil. Araştırma ekibi aynı yaklaşımı kolorektal kanser için de uygulamaya başladı. Şimdiye kadar 1.000’den fazla dışkı örneği analiz edildi ve mikrobiyom ile kanser arasındaki çift yönlü etkileşimler mercek altına alındı.

Kanser taramalarında kısa mesaj ile bilgilendirme dönemi başlıyor
Kanser taramalarında kısa mesaj ile bilgilendirme dönemi başlıyor
İçeriği Görüntüle

Daha önce Parkinson hastalığı ile ilgili çalışmalarda da hastalığın bağırsak florasını değiştirdiği gösterilmişti. Bu da sadece hastalığın mikrobiyomu etkilemediğini, mikrobiyomun da hastalığın gelişiminde etkili olabileceğini düşündürüyor.

İleri biyoteknoloji ve yapay zeka ışığı

Yeni nesil DNA analiz yöntemleri, artık sadece tek bir gen yerine bakterilerin tüm genetik içeriğini (shotgun metagenomik dizileme) tarayarak çok daha derinlemesine bilgi sunuyor. Bu teknoloji, bakteriler arasındaki gen transferini bile tespit edebilecek seviyede.

Araştırmacılara göre bu gelişmeler, sağlığı yalnızca “insan merkezli” değil, “insan + mikrobiyom” şeklinde ele almamız gerektiğini ortaya koyuyor. Çünkü bağırsağımızdaki görünmeyen yol arkadaşlarımız, hastalıkların seyrinde düşündüğümüzden çok daha büyük rol oynuyor.

Kaynak: Haber Merkezi