Basın meslek örgütleri, uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybeden gazeteci Hakan Tosun için açıklama yaptı.

Avrupa ve Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (EFJ - IFJ), Türkiye Basın Yayın ve Matbaa Çalışanları Sendikası (DİSK Basın-İş), Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarda cinayetin tüm yönleriyle araştırılmasını talep etti.

Önderoğlu ve TGC ayrıca, cinayeti araştıran Halk TV muhabiri Umut Taştan’ın tehdit edilmesine tepki gösterdiği ve konuyla ilgili adli süreç başlatılması çağrısında bulundu.

EFJ ve IFJ’den ‘hızlı ve bağımsız soruşturma’ çağrısı

Avrupa ve Uluslararası Gazeteciler Federasyonları (EFJ-IFJ), gazeteci Hakan Tosun’a yönelik saldırının ardındaki nedenlerin ve ölümünün koşullarının aydınlatılması için hızlı ve bağımsız bir soruşturma yürütülmesi çağrısında bulundu.

EFJ ve IFJ açıklamalarında, Tosun’un 2009 yılından bu yana ekoloji, kent mücadeleleri ve toplumsal olaylar üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanındığını hatırlattı.

Açıklamada, EFJ-IFJ’nin Türkiye’deki üyeleri DİSK Basın-İş, TGC ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) ile birlikte, yetkililere saldırının Tosun’un gazetecilik faaliyetleriyle bağlantılı olup olmadığının araştırılması çağrısında bulunduğu ifade edildi.

Gazeteci Hakan Tosun kimdir?
Gazeteci Hakan Tosun kimdir?
İçeriği Görüntüle

DİSK Basın-İş: Gerçeğin gizlenmesine izin vermeyeceğiz

“Saldırganlar kimdir, neden saldırdılar, arkalarında kimler vardır? Hakan’ın eşyaları nerededir? Hastanede kimliği neden tespit edilmedi? Ve neden hiçbir yetkili çıkıp bu sorulara yanıt vermemektedir?” sorularını sıralayan DİSK Basın-İş, Hakan Tosun cinayetiyle ilgili olarak kamuoyunun, ailenin ve meslektaşlarının yönelttiği soruların hâlâ cevapsız olduğunu belirtti.

DİSK Basın-İş, “Hakan Tosun’un öldürülmesi yalnızca bir ‘olay’ değil, bir toplumsal uyarıdır. Bu cinayet cezasız bırakılırsa, bu ülkede hiçbir yurttaşın can güvenliğinin olmadığı bir kez daha anlaşılacaktır” dedi ve şu talepleri sıraladı:

Bu saldırının derhal, bağımsız ve şeffaf biçimde soruşturulması, kolluk kuvvetleri, hastane yönetimi ve ilgili tüm kurumların süreç boyunca denetlenmesi,

Kamera kayıtlarının orijinal hallerinin izlenmesi için mahkeme kararıyla avukatlar ve bağımsız uzmanların erişimine açılması,

Kimlik tespitinin neden yapılmadığına dair resmî bir açıklama yayımlanması,

Aileyle doğrudan iletişim kurulması, süreç hakkında düzenli bilgi verilmesi, psikolojik ve hukuki destek sağlanması,

Olayın basın, medya ve halk gözetimi altında tutulması, kamu denetiminin eksik bırakılmaması.

Hakan Tosun için adalet mücadelesinin takipçisi olacaklarını vurgulayan DİSK Basın-İş, “Gerçeğin gizlenmesine, halkın haber alma hakkının engellenmesine izin vermeyeceğiz. Basına ve hakikat emekçilerine yönelik baskılar karşısında geri adım atmayacağız. Hakan Tosun için adalet, hakikat için mücadele,” ifadelerini kullandı.

RSF Türkiye: Ağır kusur ve ihmaller ciddiyetle soruşturulmalı

Sınır Tanımayan Gazeteciler Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu’nun açıklamasının tam metni şöyle:

“İstanbul Esenyurt’taki evine giderken 11 Ekim’de sokakta saldırıya uğrayan, ardından da yaşamını yitiren gazeteci Hakan Tosun’un hayatına neden kastedildiği tüm detaylarıyla açığa çıkarılmalıdır.

“Çok üzgünüz. Saldırının tüm sorumlularının en ağır cezaya çarptırılmasını istiyoruz. Ancak ilk hastane müdahalesi ve delillerin toplanması aşamalarında gözlenen ve ağır kusur ve ihmali andıran tüm vahim durumların ciddiyetle soruşturulmasını talep ediyoruz.

“Cinayetten sonra Umut Taştan gibi dosyayı izleyen habercilerin de tehdit edilmesi kabul edilemez. Yetkilileri, şiddetin sıradanlaştığı bu ortamı ciddiyet almaya çağırıyoruz.”

TGC: Cinayetin üzerindeki sır perdesi kaldırılmalı

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Hakan Tosun’un uğradığı saldırı sonucu hayatını kaybetmesini derin bir üzüntüyle karşıladıklarını belirtti ve gazeteci Nuh Köklü’ye yapılan saldırıyı hatırlattı:

“17 Şubat 2015'te, kar topu oynarken esnaf Serkan Azizoğlu tarafından hunharca katledilen Nuh Köklü’ye yapılan saldırı hala hafızalarımızdayken, bu kez de başka bir meslektaşımızın sokak ortasında öldürülmesi, basın emekçilerine yönelik şiddetin ne yazık ki sona ermediğini acı bir biçimde bir kez daha göstermiştir.

“Ülkemizde gazetecilere yönelik mali ve hukuki baskılar bir yana, basın emekçileri fiziksel tehditler sonucu yaşamlarıyla da bedel ödüyorlar. Yaptığı haberlerle ülkesine, doğaya ve insana sahip çıkan gazeteciler, ne yazık ki bu ülkede sıklıkla hasmane tutumlarla karşılaşıyor.”

Hakan Tosun’un, Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde ifadesini bulan “Gazeteci, haber ve yorumlarında çatışmacılığı değil, barış gazeteciliğini esas almalıdır” ilkesini hem mesleğine hem de hayatına uyguladığını belirten TGC, şunları kaydetti:

Elazığ’da gazeteciyi pompalı tüfekle vuran kişi yakalandı
Elazığ’da gazeteciyi pompalı tüfekle vuran kişi yakalandı
İçeriği Görüntüle

“Hakan Tosun cinayetinin üzerindeki sır perdesi bir an önce kaldırılmalı, kamuoyuna açık ve eksiksiz bilgi verilmeli; en önemlisi cinayetin tüm ayrıntıları titizlikle soruşturularak elde edilen bütün delillerle maddi gerçek ortaya çıkarılmalıdır. Adaletin tam olarak tecelli etmesi için sorumlular ve bağlantıları hakkında etkin ve şeffaf bir yargılama yürütülmelidir. Aksi halde bu cezasızlık, benzer saldırıların önünü açacaktır.”

TGC ayrıca, olayı araştıran Halk TV muhabiri Umut Taştan’ın faillerin yakınları tarafından tehdit edilmesine tepki göstererek, konuyla ilgili adli süreç başlatılması çağrısında bulundu.

Kaynak: Haber Merkezi