Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2026 yılı bütçesi ve kesin hesabının görüşüldüğü TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Bakan Mehmet Şimşek milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Şimşek, ekonomi programının işleyişi, deprem harcamaları, vergi yapılandırması ve enflasyon hedeflerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Bakan Şimşek, enflasyon hedeflerindeki sapmaya ilişkin yaptığı değerlendirmede, bu yılki sapmada kuraklığın etkili olduğunu dile getirdi. Şimşek, "Ağustos ayındaki gıda fiyatlarındaki artış son 20 yıl ortalamasının 3-4 katı. Eylül ayında benzer şekilde 3 katı. Bu normal değil," dedi. Bakan, bu durumu bahane olarak sunmadığını, ancak bu tür dışsal şokların hedeflere ulaşmayı zorlaştırdığını belirtti. Şimşek, program sayesinde enflasyonun düşüş trendine girdiğini ve düşüşün devam edeceğine inandığını ekledi.
Deprem harcamaları ve vergi kolaylıkları
Deprem bölgesinin ihyasına yönelik harcamaların 2025 fiyatlarıyla bugüne kadar bütçeden 3,6 trilyon lira tahakkuk bazlı gerçekleştiğini bildiren Şimşek, bu büyüklükteki bir felaketin makroekonomik dengesizlikleri yöneterek üstesinden gelmenin kolay olmadığını vurguladı. Deprem bölgesinde vergi anlamında her türlü kolaylığın sağlandığını belirterek, 30 Kasım'da sona erecek mücbir sebep halinin tekrar uzatılması için yasal bir düzenleme gerektiğini ifade etti.
Vergi affı ve yapılandırma olmayacak
Vergi affı ve yeni yapılandırma düzenlemelerine ilişkin sorulara yanıt veren Şimşek, bu tür düzenlemelerin mali disiplini bozduğunu belirtti. Bakan, "Bu düzenlemelerde genelde vergi asıllarında herhangi bir indirim veya silinme olmadı, sadece gecikme faiz ve zamları enflasyon oranında güncellendi," diyerek, prensip olarak yeni bir yasal düzenlemenin gündemlerinde olmadığını söyledi. Ancak zor durumdaki mükelleflere mevcut mevzuat dahilinde taksitlendirme imkânı sağlandığını aktardı.
Emek yoğun sektörlere ilave tedbir sinyali
Tekstil, mobilya, deri ve konfeksiyon gibi emek yoğun sektörlerde yaşanan sıkıntıların farkında olduklarını belirten Şimşek, bu sektörlere yönelik uygulanan KOSGEB destekleri ve ihracatçılara yönelik kredi faiz sübvansiyonlarına dikkat çekti. Bakan, bu sektörlerin sorunlarını gidermek üzere ilave tedbirler alacaklarını ve üretimi desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
Bütçe açığı ve borç oranları değerlendirildi
Ekonomi programının çalıştığını savunan Şimşek, 90 milyar dolarlık deprem harcamasına rağmen bütçe açığı hedeflerinin tutturulduğunu belirtti. Şimşek, bütçe açığının geçen seneki yüzde 4,7'den bu sene büyük ihtimalle yüzde 3,5 civarında gerçekleşeceğini öngördü. Türkiye'nin bütçe açığı oranının gelişmekte olan ülkeler ortalaması olan yüzde 5'in üzerinde olmadığını ifade etti. Kamu borcunun milli gelire oranının ise yüzde 24,5-25 civarında olduğunu ve gelişmekte olan ülkelerin ortalaması olan yüzde 74'ün oldukça altında olduğunu belirtti.
Cari açık ve dezenflasyon süreci
Cari açık sorununun kökten çözüldüğü iddiasında olmadığını, ancak yönetilebilir bir seviyede olduğunu söyleyen Şimşek, altın ithalatı hariç cari açığın milli gelire oranının yüzde 2-2,5 olan yönetilebilir seviyenin altında olduğunu kaydetti.
Dezenflasyon sürecinin zorluğuna dikkat çeken Şimşek, para politikasının yeniden inşası sürecinin Mart-Nisan aylarını bulduğunu hatırlattı. Kur Korumalı Mevduat (KKM) nedeniyle kurda düzeltmeye izin verilmediğini, aksi takdirde enflasyonun hiperenflasyona dönüşme riski olduğunu savundu.





