Kenan Tekdağ'dan Ela Rümeysa Cebeci’nin açıklamalarına sert tepki
Kenan Tekdağ'dan Ela Rümeysa Cebeci’nin açıklamalarına sert tepki
İçeriği Görüntüle

Bakan Güler, medya kuruluşlarının temsilcileriyle yıl sonu değerlendirme toplantısında bir araya geldi. Bakan Güler, 2025 yılının terörle mücadelede elde edilen başarıların neticesinde yeni bir sürecin başladığı tarihi bir yıl olduğunu belirtti. Güler, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecinin sadece Türkiye için değil bölge barış ve istikrarına katkı sağlayacak çok boyutlu kritik bir süreç olduğunu vurgulayarak, "Terör örgütünün fesih kararı sonrası teslim olan terörist sayısında artış olduğunu izliyoruz. Yıl başından bugüne kadar 105 PKK’lı, fesih kararından itibaren ise 69 PKK'lı terörist teslim olmuştur. Sınırlarımızda ve ötesinde arazi arama-tarama mağara sığınak barınak ile mayın ve el yapımı patlayıcı tespit ve imha çalışmalarımız devam ediyor. Nihai hedefimiz 86 milyon vatandaşımızın ortak temennisi olan terörün sona ermesi, terör örgütlerinin tamamen tasfiye edilmesi ve ülkemize yönelik her türlü tehdidin ortadan kaldırılmasıdır. Başta PKK/YPG/SDG olmak üzere hiçbir terör örgütünün bölgede kök salmasına, farklı adlar altında faaliyet göstermesine, kısacası hiçbir terör oluşumuna ve oldubittiye müsaade etmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatmak isterim. Terörü ve teröristi kullanarak jeopolitik dizayn girişimlerini, terörü aparat yapmak isteyen ve bölge barışını hedef alanları görüyor ve biliyoruz. Bu süreçte Türk Silahlı Kuvvetleri olarak meydana gelebilecek her türlü gelişme karşısında ülkemizin hak ve menfaatlerini en üst seviyede korumaya devam edeceğimizden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır" dedi.

Yaşar Güler-12

'Terörü bu topraklardan kaldıracağız'

Bakan Güler, Irak ile ilişkilerin son dönemde heyetler arası karşılıklı ziyaretler ve imzalanan anlaşmalarla birlikte olumlu yönde ivme kazandığını belirterek, "Bölgenin terörden arındırılmasına ilişkin hem merkezi Irak hükümeti hem de IKBY ile anlayış birliği sağlanmıştır. Önümüzdeki süreçte iki ülke arasındaki iş birliği ve koordinasyonu sürdürerek ‘Terörsüz Bölge’ hedefi kapsamında terör sorununu bu topraklardan bir daha sorun teşkil etmeyecek şekilde ortadan kaldıracağız" diye konuştu.

'Entegrasyon, bağlayıcı yol haritasıyla sürdürülmeli'

Bakan Güler, Suriye’de istikrar ve güvenliğin sağlanması ve terör örgütleriyle mücadele edilmesinin milli güvenlik açısından hayati önemde olduğunu söyledi. Güler, "Uzun süren acıların ardından barış içinde yaşama ve uluslararası toplumla yeniden bütünleşme yolunda önemli bir eşiğe gelen Suriye ile yakın temas, güçlü koordinasyon ve yapıcı bir iş birliği içerisindeyiz. İki ülke arasında imzalanan Ortak Eğitim ve Danışmanlık Mutabakat Muhtırası çerçevesinde başta terörle mücadele olmak üzere Suriye ordusunun savunma kapasitesinin artırılması, teşkilat yapısının geliştirilmesi, modernizasyonu ve personel eğitimi gibi alanlarda katkılarımızı sürdürüyoruz. Suriye’de ‘tek devlet ve tek ordu’ ilkesi çerçevesinde hazırlanan ve SDG ile Suriye yönetimi arasında 10 Mart tarihinde imzalanan mutabakat, halihazırda sahada karşılığını bulmamış ve somut adımlarla desteklenmemiştir. Açıkça vurgulamak isteriz ki; entegrasyon süreci, belirsiz ve ucu açık ifadeler ile değil, net tarihli, bağlayıcı ve uygulanabilir bir yol haritası ile yürütülmek zorundadır. Bu bağlamda; SDG’nin terör unsurlarından ayrıştırılarak Suriye ordusuna entegrasyonu, ayrılıkçı ve adem-i merkeziyetçi söylemi terk etmesi, merkezi otoriteye bağlanması, ayrıca sahada paralel güvenlik yapılarının kesinlikle ortadan kaldırılması gerekmektedir. Bu çerçevede Türkiye olarak, süreci en başından itibaren çok yakından ve titizlikle takip ediyoruz" dedi.

‘İsrail’in oluşturmak istediği Suriye, Türkiye için tehdit’

Bakan Güler, İsrail’in Suriye politikasına ilişkin, “İsrail’in son dönemde benimsediği, şüpheci güvenlik anlayışına dayalı, Suriye hükümeti aleyhine devlet dışı aktörleri kışkırtıcı ve orantısız güç kullanan yaklaşımının, bölgede zaten kırılgan olan dengeleri daha da zedelemekte ve istikrarsızlığı derinleştirmektedir. İsrail’in nefret dili kullanarak Türkiye’yi bölge için tehdit gösteren açıklamalarının aksine Türkiye, uluslararası hukuk çerçevesinde, istikrarın korunmasına ve terörle mücadele hedefine odaklanmıştır. Buna karşın, İsrail’in sürdürdüğü istikrarsızlaştırıcı askeri tutum ve oluşturmak istediği Suriye, Türkiye’nin de doğrudan milli güvenliğini etkileyen bir tehdit alanı oluşturmaktadır. İsrail, kendi güvenliğine ilişkin hassasiyetlerini Suriye’ye saldırarak, onu istikrarsızlaştırarak çözemeyeceğini idrak etmeli; Suriye’nin yeni yönetimiyle iş birliği temelinde, iyi komşuluk ve mütekabiliyet prensiplerine uygun olarak ilişki kurmalıdır” ifadelerini kullandı.

Bakan Güler, hudutlarda alınan tedbirlerin etkinliği sayesinde geçen yıla oranla yasa dışı geçişlerde engellenen ve yakalanan kişi sayılarında düşüşler olduğunu belirtti. Güler, 1 Ocak 2025’ten itibaren 65 bin 350 kişinin geçişinin engellendiğini, 9 bin 694 düzensiz göçmen ile 182 teröristin yakalandığını, bin 880 kilogram uyuşturucu madde ele geçirildiğini belirtti.

‘Her türlü gelişmeye planlarımız hazır’

Bakan Güler, toplantıda soruları da yanıtladı. Bakan Güler, Suriye’de SDG’nin entegrasyonuna ilişkin, “Özellikle Suriye’deki olayların gelişimini dikkatle takip ediyoruz. Başından itibaren duruşumuzu belirledik ve bunda da herhangi bir geri adım atılması söz konusu değil. Suriyeli yöneticilerle yaptığımız görüşmelerde kendilerinin SDG’nin entegrasyonuna yönelik tutumunu görüyoruz ve anlıyoruz. Bizim her türlü gelişmeye karşı planlarımız hazırdır, ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz, bugüne kadar ne yaptıysak yine aynısını yapmaya gücümüz, kudretimiz vardır. Ancak birlik ve bütünlüğünü sağlamak üzere öncelikle yeni Suriye hükümeti gerekli inisiyatifleri geliştirecektir. Biz de buna destek oluruz” dedi.

‘ABD ile görüş farklılığımız azalıyor’

Bakan Güler, SDG’nin entegrasyonu konusunda ABD ile görüş ayrılığı olup olmadığına ilişkin, “SDG’nin entegrasyonu konusunda ABD ile görüşmelerimiz devam ediyor. ABD’nin düşünceleri epey değişti. ABD’li dostlarımız şu anda gerçekleri daha iyi görüyor ve bu konudaki görüş farklılığımız azalıyor. Biz ne istediğimizi açık açık ifade ettik. Bu konudan geri adım yok. Mutlak surette Suriye ordusuna entegre olacaklar. SDG de entegrasyondan bahsediyor ama onların bahsettiği birlik halinde entegrasyon. Birlik olarak değil ferdi olarak entegre olmaları lazım. Aksi halde bunun adı entegrasyon olmaz” dedi.

‘İhtiyaç olursa gerekeni yaparız’

Bakan Güler, ‘SDG, Suriye ordusuna entegre olmazsa ne olur?’ sorusuna, “Biz 2016’dan itibaren Suriye’deki harekatlarımızı yaparken, ABD de oradaydı, Rusya da oradaydı ve biz yapılması gerekeni hiç kimseye sormadan yaptık ve bitirdik. Önümüzdeki dönemde de ihtiyaç olursa gerekeni kimseye sormadan yaparız" dedi.

‘Süreç devletimizin istediği şekilde devam edecek’

Bakan Güler, ‘Terörsüz Türkiye’ süreci ile ilgili soru üzerine, "40 yıldır terörle mücadele eden ülkemiz için 'Terörsüz Türkiye' süreci bir fırsattır. Yapılmakta olan faaliyetleri de akılcı buluyoruz ve sürecin bizim istediğimiz gibi sonuçlanması için elimizden gelen gayreti gösteriyor, göstermeye de devam edeceğiz. TSK olarak biz PKK’yı tam bitirdiğimiz anda terör örgütü de ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine uyacağını açıkladı. Yani biz başarılı operasyonların ardından terör örgütünü silah bırakma evresine getirerek hedefimize ulaştık. Biz şimdi 'Terörsüz Türkiye' hedefine başarıyla ulaşarak kardeşliğimizin sürekli olmasını istiyoruz. Vatandaşlarımızın şundan emin olması gerekir; TSK, bakanlığımız, devletimizin ilgili birimleri bu süreçte ne olup bittiğinin farkındadır. Geçmişte terörle mücadelede sarf ettiğimiz dikkati aynı hassasiyetle bugün de Terörsüz Türkiye sürecinde sarf ediyoruz. Süreç terör örgütünün istediği şekilde değil, devletimizin belirlediği ve istediği şekilde devam edecek” diye konuştu.

Kaynak: DHA