TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile bağlı kuruluşların 2026 yılı bütçesi ve kesin hesabı görüşüldü. Görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Bakan Mahinur Özdemir Göktaş, demografik yapı, aile politikaları ve doğurganlık oranları konularında açıklamalarda bulundu.

Bakan Göktaş, Türkiye’de aile yapısının güçlendirilmesine yönelik politikaların eleştirilmesini doğru bulmadığını belirterek, “Aileye yönelik attığımız her adım eleştiri konusu haline getirildi” dedi. “Aile Yılı” uygulamasına yönelik eleştirileri hatırlatan Göktaş, “Aile kavramı toplumun birleştirici gücü olmaktan çıkarılıp tartışma konusu haline getirilmeye çalışıldı” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, Bahçeli’yi ziyaret etti; Görüşme kırk dakika sürdü
Erdoğan, Bahçeli’yi ziyaret etti; Görüşme kırk dakika sürdü
İçeriği Görüntüle

Kadın ve aile kavramlarının karşı karşıya getirilmesini eleştiren Göktaş, “Birini yüceltip diğerini küçümseyen zihniyet hem kadını hem aileyi zayıflatıyor” dedi. Tek başına yaşayan kadınların da aile politikalarının kapsamında yer aldığını belirten Göktaş, Türkiye’de 2,6 milyon kadının tek başına ya da ailesiyle birlikte yaşadığını hatırlattı.

Bakan, bireyselleşme ve yalnızlık sorununa da değinerek, “İletişim artıyor ama insanlar aynı evde birbirleriyle konuşmuyor” değerlendirmesinde bulundu. TÜİK verilerine göre ortalama hane halkı büyüklüğünün 3,11’e gerilediğini belirtti.

Doğurganlık oranındaki düşüşe dikkat çeken Göktaş, “Karşı karşıya olduğumuz sorunların temelinde aile kurumunun zayıflaması yatıyor” dedi. Demografik meselelerin yalnızca ekonomik göstergelerle açıklanamayacağını vurgulayan Göktaş, “Ülkemizin rekabetçi ve dinamik yapısının korunması gerekiyor. Ben bu konuda dertlendiğim için bunları dile getiriyorum. Ama siz yok yoksulluk diyorsunuz, bu bakış açısıyla ilerleyemeyiz” ifadelerini kullandı.

DEM Partili Güneş'ten Göktaş'a: Senin kişisel travmalarının sonucunu kadınlar mı çekecek?

DEM Parti Mardin Milletvekili Beritan Güneş, Göktaş’ın bu sözlerine “Senin kişisel travmalarının sonucunu kadınlar mı çekecek?” diyerek tepki gösterdi.

Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Avrupa'dan tutup dünyanın dört bir yanına, bugüne kadar tek çocuk politikası yürüten ülkeler dahil aileyi korumak ve güçlendirmek adına önemli adımlar atıyor. Biz de bu konuda gerçekten sizlerden destek bekliyoruz. Olaya sadece ideolojik bakmayalım. Nüfus planlaması uygulandı uzun yıllardır ülkemizde, hala da uygulanıyor. Şunu söylemek istiyorum. Nüfus planlaması uygulanırken 2000 yılında Türkiye'de 100 milyon nüfus olacağı algısı oluşturuldu. Bakın bu çok yanlış. Şu anda biz ülke olarak 100 milyon muyuz? Yani demek oluyor ki burada gerçekten stratejik adımlar atıldı ve maalesef ülkemizin dinamik rekabetçi kurumlarıyla ilgili önemli maalesef erozyona uğradı. Bununla beraber toplumsal bir zihniyet dönüşümünde bu konuda önemli bir şey değil. Konu hiçbir şekilde sosyal ve ekonomik düzeyle açıklanamayacak durumda. Olaya ideolojik perspektiften baktığımız sürece bu konuda bir adım daha ilerleyemeyiz. Siz aileden ne anlıyorsunuz bilmiyorum ama biz aileden dayanışmayı, merhameti anlıyoruz.”

AK Partili Muş: Hepimiz nüfus konusunda hassasız, inşallah nüfusumuz 150 bine çıkar

Konunun üzerine muhalefet milletvekillerinden Bakan Göktaş’a tepkiler yükselmesinin ardından AKP İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar, muhalefet milletvekillerine ‘Sizin aileyle derdiniz ne?’ sorusunu yöneltti. Sorunun üzerine tepkilerin yükselmesi nedeniyle AKP Samsun Milletvekili Mehmet Muş, tartışmanın kapanmasını rica ederek “Hepimiz nüfus konusunda hassasız. İnşallah nüfusumuz 150 bine çıkar” dedi.

Ardından Göktaş, şunları söyledi:

“Mesele şu, 45-50 yaşında kadınlara soruyorsunuz. ‘Gençliğinde ne yapmak isterdiniz?’ ‘Bir çocuk daha yapmak isterdim’ diyenler var Sayın vekilim. Yani burada gerçekten zihinsel dönüşüm de bu işin bir parçası. Bunu vurgulamak istedim. Biz sorunları konuşabilen, çözüm üretebilen, kriz anında birbirine kenetlenen güçlü bağlara sahip aileler istiyoruz.

Göktaş: Kadınların hak ve fırsat eşitliğini devlet güvencesine biz aldık

Diğer yandan toplumsal cinsiyet kavramının kullanılmasına yönelik genelgemize dair bazı eleştiriler oldu. ‘Hangi kavramın neye hizmet ettiğini bilmemiz gerekiyor’ dedi vekilimiz. Çok doğru. Son 23 yılda kadının güçlenmesi alanında devrim niteliğinde reformlara imza attık. Anayasa değişikliğiyle pozitif ayrımcılık ilkesini hukuk sistemimize yerleştirerek kadınların hak ve fırsat eşitliğini devlet güvencesine biz aldık. Üstelik kadının güçlenmesi alanında sadece Bakanlığımız çalışmıyor. Tarımda, sanayide, eğitimde, sağlıkta her alanda kadınları güçlendiriyoruz. Bütün bakanlıklarda kadınlarla ilgili yapılan çalışmalar var. Buna bu perspektifle bakmak lazım. 2022 bütçesinde kadın erkek eşitliğine duyarlı 39 gösterge bulunuyorken, 2026 yılı bütçesinde bu sayıyı 60'a yükselttik. Bugün kadınların sesinin daha gür çıktığı, haklarını daha güçlü bir şekilde korunduğu bir Türkiye Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğiyle gerçeğe dönüştü.

"Kadınların önündeki yasakları ve engelleri tek tek kaldırdık"

Kılık kıyafetinden kaynaklı uzun yıllardır üniversite kapılarından geri döndürülen zihniyetle mücadelemizin de etkisi var. Uzun yıllardır kız çocukları üniversite okuyamadı. Evlerinde hapsedildi. O kapılarda ağladı. 2002 yılında 14 kadın büyükelçimiz varken bugün 297 büyükelçiden 80'i kadın. Benzer şekilde 2002 yılında kamu ve vakıf üniversitelerinde bulunan kadın profesör oranı yüzde 24 iken 2025’te yüzde 35'e yükseldi. Eğitimden sağlığa, siyasetten akademiye, adaletten kültür ve sanata hayatın her alanında kadınların önündeki yasakları ve engelleri tek tek kaldırdık. Milletimizin iradesi, kadınların kararlarıyla artık bu ülkenin kadınları eski vesayet günlerine dönemeyecek.”

Kaynak: Haber Merkezi