İsrail’in İran’a başlattığı 'Yükselen Aslan' operasyonunda 11. güne girildi. ABD, dün İran'daki Fordo, Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine saldırı düzenledi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ABD’nin İran’a yönelik saldırısını değerlendirdi.
Saldırıya tepki gösteren Devlet Bahçeli, “ABD’nin, İran ile İsrail arasındaki fiili savaşa dahil olarak hedef olarak tespiti yapıldığı söylenen üç nükleer tesisi dün itibariyle bombalaması skandal ve sorumsuz saldırıdır” ifadelerini kullandı.
Bahçeli’nin açıklaması şöyle:
“ABD Başkanı’nın yeni savaşlar fitilini tutuşturması samimiyetsizliktir”
“İsrail’in 13 Haziran 2025 tarihinde İran’a karşı başlattığı gayri meşru saldırı dalgası her vahşet ihtimalini akıllara düşüren kaos ve karmaşa dinamiklerini tetikleme hüviyeti taşımaktadır. Durum çok ciddidir ve hedef ülkeler kataloğunu doğru okumak, doğru yorumlamak, buna muvafık pozisyon almak mecburiyeti bağımsızlık ve beka meselesidir.
Savaşları bitirmenin vaadini veren ABD Başkanı’nın yeni savaşlar fitilini tutuşturması elbette derin bir tenakuz ve politik tutarsızlık, aynı zamanda sahtelik ve samimiyetsizliktir. Bu güvenilmez, köşesiz ve sakat siyasi tavra karşı en adil ve hakkaniyetli muameleyi yapacak olan ABD halkıdır.
İsrail Başbakanı’nın, “İran’ın nükleer iştahını” sona erdirmek amacıyla saldırıya geçtiklerini söylemesi bu çağın soykırımcısının akıl tutulmasından ve çelişkide bocalıyorken yanlışı savunacak gerekçeyi üretme kurnazlığından başka bir şey değildir.
İsrail’in nükleer silahlara erişim ve elde etme hakkı hiç tartışılmadan, dahası hiçbir eleştiriye uğramadan, başka bir ülkeyi bu kapsamda caydırma ve cezalandırma teşebbüsüne destek olunması akıl, adalet ve mantık muhtevasında karşılığı olmayan yanlıştır.
“ABD’nin, İran’ bombalaması skandal ve sorumsuz saldırıdır”
İran’ı veya bölgesel bir başka ülkeyi sorun görenlerin mazlumların can düşmanlığında markalaşan İsrail’i koruma kalkanına alması sadece çifte standartla ifade edilemeyecek adaletsiz, eşitsiz ve egemenlik ilkelerini çiğneyen bir ahlaksızlıktır.
Bu merkezde olmak üzere, ABD yönetimi musibetin sırtını sıvazlayan, çıkar lobilerinin oyuncuğuna dönen, soykırımı sessizce izleyen, İslam toplumlarına her fırsatta silah gösteren, küresel vicdanı silindir gibi ezip geçen zorba ve zulüm mimarisidir.
İsrail’in güç ve zor kullanarak etrafına korku salma politikasının koruyucu mihveri bellidir, nitekim dökülen kanlarla ve işlenen cinayetlerle irileşen vandallık dünya barışını her zaviyeden tehlikeye atmaktadır.
ABD’nin, İran ile İsrail arasındaki fiili savaşa dahil olarak hedef olarak tespiti yapıldığı söylenen üç nükleer tesisi dün itibariyle bombalaması skandal ve sorumsuz saldırıdır.
Bu gelişmeler karşısında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin toplanması, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin ABD’nin İran’a karşı güç kullanımından dolayı endişe duyduğunu açıklaması bayağı bir kandırmacadır.
Bahçeli’den Hürmüz Boğazı açıklaması
ABD’nin İran’a saldırması, İsrail’in dur durak bilmeyen hunhar hamleleri, İran’ın misilleme tehdidi ve nihayet Hürmüz Boğazı’nın kapatılma kararı öngörülmesi kolay olmayan sıcak ve vahim gelişmelerin fitilini tutuşturacaktır.
Aklıselimin galip gelmesi, anlaşmazlıkların diplomasi masalarında ele alınması, barışçıl çabalara sahip çıkılması her ülkenin çıkarınadır.
Nükleer silahların devreye alınarak yeni bir dünya savaşının yaşanması insanlığın toplu kıyım ve yıkımına hizmet edecektir.
“İsrail mutlaka durdurulmalı”
İsrail mutlaka durdurulmalı, bu amaçla uluslararası camia ayağa kalkmalıdır.
İran İslam Cumhuriyeti’nin rejimiyle ilgili sakıncalı ve sancılı hedefler, özellikle tarihi Türk kentlerinin bombalarla harap edilmesi bilhassa diğer bölge ülkelerine şiddetle mühürlenmiş mesajdır.
Irak, Suriye ve İran’dan sonra hangi ülkenin gündemde olacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yoktur.
Bilinmelidir ki, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı, birliği, egemenliği ve tarihi müktesebatı her türlü mülahaza ve mütalaanın üstündedir.
“Türkiye’nin yol geçen hanı olmadığını idrak etmeleri lazım”
İfade ve düşünce özgürlüğünün sınırlarını ihlal edip ruhlarına yuva yapmış nefreti her fırsatta sözlerinin ve değerlendirmelerinin arasına tıpkı bir bomba gibi yerleştiren bazı sözde gazetecilerin, yarım aydınların ve safralaşmış uzmanların Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu unutmaması tavsiye ve temennimdir. Hiç kimse dokunulmaz değildir.
Tarihi misallerle bugüne gönderme yapanların, tehdit dozajı hazmedilemez konuşmaların tarafı olanların Türkiye’nin yol geçen hanı olmadığını idrak etmeleri lazımdır.
Şam’daki kilise saldırısı
İran’a atılan bombalarla ülkemize mesaj veren, DEAŞ’ı Şam’da bir kiliseye saldırtan, yabancı ajanları içimizde dolaştıran, muhtemel provokasyon ve ajitasyonları planlayan bölgesel ve küresel mihrakların oyunlarını 86 milyon vatandaşımız tek yürek halinde bozacaktır.
Milliyetçi Hareket Partisi ve Cumhur İttifakı vatan ve millet sevdasıyla milli ve manevi hazinemizi muhafazaya yeminlidir.
"Muhtemel provokasyonlara azami dikkat edilmeli"
Yakın tarihimizi sorgulayarak vatansever kahramanlarımıza çamur atanların, katil yaftası vuranların, İsrail’in soykırımını hasır altı ederek Türk milletinin varlığında soykırım izi sürenlerin gaflet ve dalaletten bir an evvel kurtulmaları, gerilim üreten söz ve açıklamalardan uzak durmaları iç barış ve huzur ortamımız için tarihi zorunluluktur.
Başka Türkiye yoktur. Bu ülke hepimizindir. Bu bayrak benim, bu vatan benim, bu millet onurum diyen herkes özbeöz kardeşimizdir, yeni yüzyılda el ele verip Türkiye Yüzyılının manifestosunu yazmak muhakkaktır. Bundan sonra muhtemel provokasyonlara azami dikkat edilmelidir.”