Gazeteci Merdan Yanardağ TELE1’de “Abdullah Öcalan’a uygulanan tecridin hukukta hiçbir yeri yoktur, kaldırılması lazım. Çünkü Abdullah Öcalan hafife alınacak birisi değil. Çok okuyan, neredeyse cezaevinde filozof oldu çünkü okumaktan başka bir şey yapmıyor. Siyaseti doğru okuyan, doğru gören, doğru çözümleyen, son derece zeki birisidir” demişti.

'10 Manşette Bugün' | 3 Kasım 2025
'10 Manşette Bugün' | 3 Kasım 2025
İçeriği Görüntüle

Açıklamalar üzerine Yanardağ 26 Haziran 2023’te gözaltına alınmış ve “terör örgütü propagandası” suçundan iki yıl altı ay hapis cezasına çarptırmıştı.

‘Suç işlediğine dair belirti yok’

Yanardağ’ın avukatları tarafından yapılan bireysel başvuruyu değerlendiren Anayasa Mahkemesi, gazetecinin sözlerinin silahlı terör örgütünün cebir ve şiddeti teşvik etmediğini vurgulayarak suç şüphesinin oluşmadığını belirtti.

Anayasa Mahkemesi, Yanardağ’ın avukatlarının yaptığı başvuruyu değerlendirdi ve Yanardağ’ın ifadelerinin, silahlı terör örgütüne yönelik övgü ya da teşvik içermediğine dikkat çekti. Mahkeme, “suç işlendiğine dair kuvvetli bir belirtinin bulunmadığı” sonucuna vararak, tutuklamanın kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlali anlamına geldiğine karar verildi.

Mahkeme ayrıca, Yanardağ’a uğradığı hak ihlali nedeniyle 166 bin 500 lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi.

Yanardağ ‘casusluk’ iddiasıyla cezaevinde

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında başlatılan “casusluk” soruşturması kapsamında halihazırda tutuklu bulunuyor.

26 Ekim’de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan “casusluk” soruşturması kapsamında Ekrem İmamoğlu, Merdan Yanardağ ve Necati Özkan, “siyasal casusluk” suçundan tutuklandı. Ayrıca Yanardağ’ın Genel Yayın Yönetmeni olduğu TELE1 kanalı da TMSF’ye devredildi ve kayyım atandı.

Yanardağ savcılık ifadesinde iddiaları reddederek “Hayatım emperyalizme karşı mücadele ile geçti. Bu suçlamayı kabul etmiyorum” dedi ve şöyle devam etti: “Benim ilk gençlik yıllarımdan beri bütün hayatım ve mesleğim emperyalizm ve siyonizme karşı mücadele ile geçti. Ben sol görüşlü ve yurtsever bir gazeteciyim. Ülkemin aleyhine halkımızın aleyhine herhangi bir faaliyet içeresinde olmam düşünülemez bu bana yöneltilebilecek en çirkin suçlama olur bunu reddediyorum. Sosyalist ve yurtsever bir gazeteci olarak sürdürdüğüm meslek yaşamımda lekelemelere dönük olduğu kanaatindeyim. Bu her şeyden önce kendi hayatıma ihanet etmek olur. Bugüne kadar doğrudan ya da dolaylı bir biçimde belirtilen ilişkiler içinde kesinlikle olmam.”

Kaynak: Haber Merkezi