Selim Ercan
Elips TV’de yayınlanan İşimiz/Gücümüz programına konuk olan Arkeolog, Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Bilim Kurulu Üyesi, Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Ankara Bölge Başkanı, Emekli Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Mehmet Akif Işık, Türkiye’de müzeciliğin tarihinden definecilik sorununa, kültürel mirasın korunmasından gençlerin bu alana ilgisini artırmaya kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu.
İlk Müze, Osman Hamdi Bey’in Eseri
Türkiye’de modern anlamda ilk müze, 1846'da kuruldu. 1869 yılında “Müze-i Hümayun” adını aldı. Mehmet Akif Işık, bu müzenin kuruluşunun, sadece bir eser toplama gayesiyle değil, aynı zamanda bir kültür politikasıyla bağlantılı olduğunu belirtiyor:
“Fethi Ahmet Paşa liderliğinde başlayan bu hareket, bir bakıma Türkiye’de kültürel kimliğin inşası sürecinin de bir parçasıdır. O sadece bir müze kurmadı, bir zihniyet inşa etti. Müzelerin kuruluşundan 36 yıl sonra Osman Hamdi Bey müdür oldu.”
Topkapı Sarayı’nı müze yapmak kolay olmadı
Topkapı Sarayı’nın 1924 yılında müze olarak ziyarete açıldığını hatırlatan Işık, bu dönüşüm sürecinin zorluklarını şöyle anlattı:
“Osmanlı hanedanının özel yaşam alanlarının kamusallaştırılması kolay bir karar değildi. Eserlerin tasnifi, muhafazası, güvenliği ve ziyaretçi düzenlemeleri ciddi bir hazırlık gerektiriyordu. Bu süreçte hem teknik hem toplumsal direnişlerle karşılaşıldı.”
Eserler müzeye nasıl gelir?
Eserlerin müzelere kazandırılması birçok yolla gerçekleşiyor:
“Bunlar arasında arkeolojik kazılar, satın alma, bağışlar ve mahkeme kararıyla el konulan eserler yer alıyor. Ancak en önemlisi, müze etik değerleriyle bu sürecin şeffaf ve belgeli yürütülmesidir.”
Altın madalyonun teslimi: Müzeciliğin ahlaki sınavı
Bir müze bekçisinin bulduğu altın madalyonu teslim etmesiyle ilgili olarak Işık, bu olayı “müzeciliğin vicdanı” olarak nitelendiriyor:
“Bu olay, etik ilkelere bağlılığın somut bir örneğidir. Çünkü müzecilik, sadece bilgi ve koleksiyon değil; aynı zamanda bir ahlak meselesidir.”
Müzecilik eğitimin bir parçası olmalı
Mehmet Akif Işık’a göre, müzecilik sadece uzmanlara değil, tüm topluma mal edilmeli:
“Okullarda tarih, coğrafya ve sosyal bilgiler derslerinin içeriklerine müzecilik ve kültürel miras bilinci entegre edilmeli. Öğrenciler müzeleri yaşayan mekânlar olarak tanımalı.”
Gençlere yönelik projeler ve dijital müzecilik
Gençlerin müzelere ilgisini artırmak için dijital projeler öneren Işık, “Sanal turlar, interaktif uygulamalar, genç rehber programları ve gönüllülük projeleri çok etkili olabilir” dedi.
Koleksiyonerlik ile definecilik karıştırılmamalı
Koleksiyonerliğin bir kültür ve sorumluluk meselesi olduğunu vurgulayan Işık, “Ancak bu koleksiyonculuk, etik ve yasal sınırlar içinde yapılmalı. Definecilik ise tamamen başka bir meseledir; yasadışıdır ve kültürel soygundur” dedi.
Defineciler ve arkeolojik yağma
Definecilikle mücadelede ciddi sorunlar yaşandığını belirten Işık, “Kaçak kazılar, tarihi eser hırsızlığı, kültürel mirasımızı tehdit ediyor. Bazı yabancı araştırmacıların da bu sürece dahil olduğu tarihte belgelenmiştir” diye konuştu.
Yurt dışına kaçırılan eserlerle ilgili olarak Işık, şunları söyledi: Bugün artık bu eserleri iade ettirme konusunda daha bilinçli ve kararlıyız.
Koruma kurulları ne iş yapar?
Kültür Varlıklarını Koruma Kurulları hakkında bilgi veren Işık:
“Bu kurullar, tescil işlemleri, onarım izinleri, proje değerlendirmeleri gibi birçok konuda karar organıdır. Her şeyin yasaya uygun yürümesini sağlarlar.”
Kazı çalışmaları ve yurt dışındaki iş birlikleri
Kazıların, bilimsel ve teknik hazırlık gerektirdiğini vurgulayan Işık:
“Yerli ve yabancı kazı ekipleri belirli şartları yerine getirdikten sonra izin alabilir. Ancak bu süreç, artık çok daha sıkı denetleniyor.”
Kültürel mirasın korunmasında toplumun rolü büyük
“Kültürel mirasın korunması sadece devletin değil, halkın da görevidir. Yerel halkı bilinçlendirmeli, teşvik etmeli, kültürel mirasın değerini anlatmalıyız.”
Kültürel miras ve turizm dengesi
Turizmin kültürel miras üzerinde hem fırsat hem tehdit oluşturduğunu belirten Işık:
“Ziyaretçi yönetimi, koruma önlemleri, taşıma kapasitesi gibi kavramlarla turizm-miras dengesi kurulmalı.”
Uluslararası iş birlikleri olmazsa olmaz
Son olarak, uluslararası iş birliklerinin önemine dikkat çeken Işık:
“UNESCO, ICOM gibi uluslararası kuruluşlarla ortak projeler, eğitimler ve eser iade süreçlerinde iş birliği kaçınılmaz. Kültürel miras evrenseldir, koruması da öyle olmalı.”