Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Daimi Raportörü ve Sosyalistler ve Demokratlar İlerici İttifakı Grubu Üyesi Nacho Sánchez Amor, İstanbul’da düzenlenen AB-Türkiye İlişkilerinin Derinleştirilmesine Yönelik İlerici Yaklaşım Konferansı'nda konuştu.
"Türkiye’de ’son yıllarda yaşanan demokratik gerilemeyi izlemenin acı verici olduğunu" söyleyen Amor, yaptığı görevin kendisi için çok değerli ama aynı zamanda da son derece zor olduğunu ifade etti. "Yaklaşık on yıldır Türkiye’de demokrasinin gerilemesini izlemek hem benim hem de Avrupa’daki tüm demokratlar için acı vericiydi" diyen Amor, şöyle devam etti:
Burada esas amacım Türkiye’nin bugünkü durumunu değerlendirmek fakat bunu dışarıdan biri olarak yapıyorum.
Sizler ülkenin içindesiniz ve bazen günlük hayatın içinde bazı şeylere alışılıyor. Halbuki dışarıdan bakınca durumun ağırlığı çok daha net görünüyor.
"Türkiye'yi istemiyoruz' diyen yok"
Avrupa Birliği içerisinde ‘Türkiye’yi artık istemiyoruz’ diyen yok. Tam tersine, hiçbir lider çıkıp böyle bir şey söyleme ihtiyacı dahi duymuyor. Çünkü Türkiye’nin üyelik perspektifinin önünü tıkayan asıl şey, Türkiye’de yapılan hatalar. Yani kimse ‘Türkiye’yi istemiyoruz’ demiyor ama Türkiye’nin üyelik yolunun tıkanmasına neden olan gelişmeler ortada.
Avrupa’da bugün akılcı düşünceyle irrasyonel kimlik siyasetinin çatıştığı bir dönem yaşıyoruz. Avrupa Birliği bilim, akılcılık ve rasyonalite üzerine kurulu bir projedir. Türkiye’deki gelişmeler bu açıdan da çok yakından izleniyor. Raporlarımıza bu nedenle Türkiye’deki demokratik gerilemeyi açıkça yazmak zorundayız.
Bazı muhataplarımın da söylediği gibi üyelik gerçekleşmese bile Avrupa standartlarına uyum süreci Türkiye için başlı başına büyük bir modernleşme değeridir.
Evet, toplumun bazı kesimleri susturulmuş olabilir fakat seçim sonuçları bize umut veriyor. Türkiye’de değişim talebi güçlü ve Avrupa bu mücadelede doğru yerde olmalı. Ben de bu ülkenin daha demokratik bir geleceğe kavuşması için çalışmaya devam edeceğim. Türkiye’yi seviyorum ve Türkiye’nin hak ettiği yere gelmesi için elimden geleni yapacağım.
"Stratejik ortaklık, üyeliği unutturmak için ortaya çıktı"
Stratejik ortaklık kavramı gerçekte şunu gösteriyor: Türkiye ne kadar ‘ortak’ olarak görülürse, o kadar az ‘aday ülke’ gibi görülüyor. Avrupalı muhataplar Ankara’ya geldiklerinde genellikle şöyle diyorlar: 'Stratejik bir ortaklık oluşturalım, güvenlik, ticaret, göç gibi konularda çalışalım…' Ama burada dile getirilmeyen kritik bir nokta var; bu söylem çoğu zaman Türkiye’ye üyelik perspektifini unutturmak için ortaya çıkıyor.
"Demokratik gerileme görmezden gelinemez"
Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar (S&D) Grubu Başkan Yardımcısı Kathleen Van Brempt ise Türkiye’deki demokratik gerilemenin Avrupa tarafından artık görmezden gelinemeyeceğini belirterek, "Türkiye’de yaşananlar sadece Türkiye’yi değil, Avrupa’nın da geleceğini ilgilendiriyor" dedi.




