Dursun Erkılıç

Başkent Üniversitesi Kültürel Miras ve Dijital Hafıza UNESCO Kürsüsü tarafından düzenlenen 2. Uluslararası Başkentler Sempozyumu’na (BACA 2025) katılan Prof. Dr. Mehmet Tunçer, “Kardeş Şehir: Roma – Ankara” başlıklı sunumuyla Ankara’nın Roma geçmişini ve Roma ile kültürel ortaklık potansiyelini gözler önüne serdi.

Tunçer, Ankara’nın tarihsel ismiyle Ankyra’nın (Ancyra–Angora) Roma Dönemi’nden günümüze ulaşan anıtsal yapıları hakkında bilgi verdi. Sunumda, Roma Tiyatrosu, Roma Hamamı ve Augustus Tapınağı (Monumentum Ancyranum) gibi önemli yapılar öne çıktı.

Roma döneminden kalan yapılar Ankara’nın tarihsel kimliğini şekillendiriyor

Ankara’da bugüne ulaşan Roma dönemine ait başlıca yapılar arasında, Ankara Kalesi ve Kaleiçi dokusunun yanı sıra, Hisar Caddesi üzerindeki Roma Tiyatrosu dikkat çekiyor. 1990’lı yıllarda Bendderesi’nde gün yüzüne çıkarılan ancak uzun süre bakımsız bırakılan tiyatro, Frig Dönemi’nden kalma Men ve Kybele Tapınağı’yla aynı aks üzerinde yer alıyor.

Aynı bölgede Galat ve Roma dönemlerinde inşa edilen Augustus Tapınağı ile 15. yüzyılda bu yapının hemen yanına yapılan Hacı Bayram-ı Veli Camisi’nin birlikte yarattığı tarihsel doku, kentin kültürel mirasının önemli bir parçası olarak öne çıkıyor.

Ankara’daki Roma Hamamı, dünya mirası olabilecek değerde

Ankara’nın en önemli arkeolojik alanlarından biri olan Roma Hamamı, Çankırıkapı Caddesi üzerinde yer alıyor. İmparator Caracalla tarafından M.S. 3. yüzyılda inşa ettirilen bu yapı, Roma mimarisinin en iyi korunmuş örneklerinden biri olarak kabul ediliyor. 1980’li yıllarda çevresinde yapılan kontrolsüz yapılaşma nedeniyle tahrip edilen hamam, hâlâ arkeolojik potansiyelini koruyor.

Hamamın alt katmanlarında Frig yerleşim izlerine rastlanan bu alan, Antik Ankara’nın ne denli katmanlı bir yapıya sahip olduğunu gösteriyor. M.S. 10. yüzyıla kadar kullanıldığı tespit edilen yapı, UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne aday gösterilebilecek kültürel değer taşıyor.

Augustus Tapınağı ve Yazıtlar Kraliçesi olarak bilinen anıt

Ankara’nın uluslararası düzeyde tanınan en önemli yapılarından biri olan Augustus Tapınağı, hem mimari hem de tarihî açıdan büyük öneme sahip. Tapınağın duvarlarına kazınmış olan ve “Yazıtlar Kraliçesi” olarak anılan “Res Gestae Divi Augusti”, Roma İmparatoru Augustus’un hayatını anlatan en uzun Latince yazıt olarak biliniyor.

Dünya Anıtlar Vakfı’nın 2002 yılında yaptığı açıklamada, Augustus Tapınağı’nı “Dünya’da korunması gereken 100 anıttan biri” olarak ilan etmesi, bu yapının ne denli önemli olduğunun altını çiziyor. Tapınak ve Hacı Bayram-ı Veli Camisi birlikte, 2016 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’ne alınmıştı.

Roma ve Ankara arasında kardeş şehir ilişkisi yolda

Prof. Dr. Mehmet Tunçer’in de belirttiği üzere, “Güzel Şehir İlkeleri: Kardeş Şehir Roma-Ankara” kitabında ele alınan iki şehir arasındaki mimari, kültürel ve kentsel ilişkiler, kardeş şehir olmanın temelini oluşturuyor. Bu bağ, sadece tarihî değil; çevre yönetimi, şehir planlaması ve kültürel iş birliği açısından da büyük bir potansiyel sunuyor.

İtalyan Büyükelçisi Carlo Marsili’nin 2010 yılında yaptığı öneri doğrultusunda başlatılan resmi görüşmeler, pandeminin araya girmesiyle yavaşlasa da ilerlemeye devam ediyor. Kültür ve Tabiat Varlıkları Dairesi Başkanı Bekir Ödemiş, kardeş şehir anlaşmasının Roma Tiyatrosu’nun açılışında imzalanabileceğini belirtiyor.

Ankara’nın antik mirası, Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde de önemsenmişti

Ankara’da tarihî mirasa verilen değer, sadece akademik çevrelerle sınırlı değil. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Kurtuluş Savaşı sürerken bile, Ankara’daki antik eserlerin korunması için adımlar atılmıştı. 1921’de Kültür Müdürü Mübarek Galip Bey tarafından kurulan Asar-ı Atika Müzesi, Augustus Tapınağı ve Roma Hamamı’ndan toplanan eserlerle oluşturulmuştu.

Kedilerin neden sol taraflarına doğru yattıkları ortaya çıktı
Kedilerin neden sol taraflarına doğru yattıkları ortaya çıktı
İçeriği Görüntüle

Bu çabalar, Atatürk’ün “Toprağın üstündekilere ne kadar sahip çıkıyorsak, altındakilere de o kadar sahip çıkmalıyız” sözünün bir yansıması olarak tarihe geçti.

Muhabir: Dursun Erkılıç