Almanya’da koalisyon hükümeti, özellikle Suriye gibi ülkelerden gelen iç savaş mültecileri için aile birleşimini iki yıl süreyle askıya aldı. İkincil oturum hakkı olan mültecilere 2018’den beri yılda 12 bin kişilik bir kontenjanla çocuklarını, eşlerini veya ebeveynlerini getirme imkanı tanınıyordu. Alınan kararla bu uygulama kaldırıldı.
Evrensel’de yer alan habere göre, ikincil koruma statüsüne sahip mülteciler, Almanya'da sığınma veya mülteci statüsü alamayan ancak geldikleri ülkelerde siyasi baskı, işkence veya ölüm cezası gibi tehditlerle karşı karşıya oldukları için sınır dışı edilemeyip kalmalarına izin verilen kişiler. İç savaşlardan kaçan birçok kişi bu gruba dahil.
“Hızlandırılmış vatandaşlığa geçiş” de kaldırılıyor
Hükümet sözcüsü, entegre olmuş göçmenler için “Hızlandırılmış vatandaşlığa geçiş” uygulamasının da kaldırılacağını duyurdu. Bir yıl önce SPD liderliğindeki önceki koalisyon hükümeti tarafından yapılan düzenlemede, bu grupta olanlara üç yıl içinde Alman vatandaşlığının verilmesi kararlaştırılmıştı. Şimdi ise bu süre en erken beş yıl olacak.
Hükümet tarafından alınan iki kararın yürürlüğe girmesi için federal meclisin onayı gerekiyor. CSU’lu Federal İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, düzenlediği basın toplantısında, ikamet yasasına “Göçün sınırlandırılması” hedefinin yeniden dahil edileceğini de söyledi.
"Aile birleşiminin engellenmesi insani değil"
Yeni hükümetin bu hamlelerine, muhalefet partileri, insan hakları örgütleri ve kiliselerden sert eleştiriler geldi. Özellikle aile birleşiminin engellenmesinin insani olmadığına işaret edildi.
Sığınmacılara Yardım Örgütü Pro Asyl Mülteci Politikaları Sözcüsü Tareq Alaows, CDU ve SPD'nin aile birleşimini askıya almasının, yasal ve güvenli kaçış yollarını kapattığını ve bunun ilgili aileler için bir felaket olduğunu ifade etti. Alaows, "Fiili ayrılık iki yıldan daha uzun sürecek, özellikle de başvurularının işleme konulmasını yıllardır bekleyen aileler için. Pro Asyl, aile birleşiminin askıya alınmasına kesinlikle karşı çıkıyor" dedi.