Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından başlayan tartışmalara Eski AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner’de katıldı. Mehmet Metiner, sosyal medya hesabından ‘AK Parti'de iki kesim insan tipi’ başlığıyla paylaştığı yazıda, şunları kaydetti,
“AK Parti kurucu ilkelerinden sapmış”
“AK PARTİ’DE İKİ KESİM İNSAN TİPİ Birinci Kesim: İçlerinde bazı kurucu isimler de olan bu kesim gelmesi gereken her yere gelmişlerdir. Sözgelimi Cumhurbaşkanı, bakan, meclis başkanı, genel başkan yardımcısı vs olmuşlardır. O tarihlerde Reis’i de partiyi de herkesten çok sahiplenmiş ve savunmuşlardır. En ufak bir AK Parti eleştirisini bile hoşgörüyle karşılamamışlardır. Hoşnutlukları had safhadadır. Sonra makamları gidince hoşnutsuzluklarını evvela alttan alta, sonra da açıktan açığa dışa vurmaktan kaçınmayan bu kesime göre AK Parti’nin Asr-ı saadeti bir tek kendilerinin görev yaptığı yıllardır. Sonrasında AK Parti kurucu ilkelerinden sapmış ve Erdoğan tek adamı olmuştur. Şahsen kendileri güç sahibi olduklarında başka türlü, o güç gittiğinde de başka türlü konuşan, yani kişisel güçlerine ve konumlarına ve/ya da gördükleri itibara veya itibar kaybına göre pozisyon belirleyenleri, en fenası da bu kişiselliklerini sureti haktan görünerek yapanları ilkeli bulmadığım gibi güvenilir de bulmam.”
“Zararlı sürece dönüşüyor”
İkinci Kesim: Hayatının hiç bir evresinde Reis’i ve temsil ettiği değerleri benimsememiş, hatta Reis’e ve değerlerine karşı başka partilerde amansız mücadele vermiş bazılarının Reis’in ve partisinin gücünden yararlanmak için yaltaklanmaları. Kendi partilerinden koparak sörf güç ve itibar elde etmek için Reis’e yaltaklanmaları. Reis nerede ise orada görünmeleri. Bu tiplerin karakteristik özelliği şudur: Reis’ten çok Reisçilik taslamaları. Reis üzerinden sağladıkları konjonktürel itibarlarını ömrünü davasına adamış insanları, yani evin sahiplerini ötelemeye çalışmaları. Bu tip siyasetçilerle ilke ve erdem tabirlerini yan yana getirmeyi bile yanlış addederim. Üzücü olan, dönemsel olarak bu tip insanların el üstünde tutulmalarıdır. Bu da telafisi mümkün olmayan kırgınlıklara, küskünlüklere ve hatta kopmalara yol açan bir zararlı sürece dönüşüyor.
KEŞKE; Birinci kesimdekiler kişisellik yapmayıp ağabeylik rolüyle herkesten çok destekleyici olsalardı. Reis’in ve partinin arkasında dimdik dursalardı. Varsa uyarı ve eleştirileri onları da başkalarının ağzıyla ve siyasi emellerine hizmet etmeden Reis’i ve partiyi sahiplenerek yapabilselerdi. Hiç kuşkusuz bu çok yararlı ve işlevsel bir güç olurdu. İkinci kesime mensup olanlar da geldikleri yerde ömürlerini davasına adamış kimselere saygıda kusur etmeseler, hatta onları ötelemek veya baskılamak gibi yanlış yollara başvurmasalar. Evin asıl sahiplerine karşı gösterilmesi gereken asgari saygıyı gösterip öne çıkmak için onları türlü entrikalarla geriye itme yoluna tevessül etmeseler. Rollerini ve güçlerini abartıp geldikleri partiyi dizayn etmek gibi tepki çekecek yanlış yollara hiç başvurmasalar. İşte o zaman daha çok benimsenir ve sayılır olduklarını göreceklerdir. Ve keşke bu kesime mensup isimler ömrünü davasına adanmışların tepesine çıkartılmasa. Onların öteleyici tavırlarına asla izin verilmese. İkisi bir araya gelince parti darbelenmiş oluyor, biline! Her şeyi yeni baştan gözden geçirmenin vaktidir, hatırlatırım. Hem birinci kesime mensup olanlar hem ikinci kesimdekiler pozisyonlarını tekrar gözden geçirmelidirler. Reis ve AK Parti genel merkezimizin her iki kesime yönelik yeni bir siyasa belirlemesi de elzem görünüyor. Benden demesi.”