AK Parti eski Milletvekili Metin Külünk, sosyal medya üzerinden yaptığı bir dizi açıklamayla, güncel casusluk soruşturması üzerinden yeni ve organize bir yapılanmaya dikkat çekti. Külünk, gözaltına alınan şahısların dijital verilerinden yola çıkarak, yaklaşık 70 bin kişilik, uluslararası bağlantılı bir yapının Türkiye’nin karar mekanizmalarını ve bilişsel güvenliğini hedef aldığını iddia etti.
Metin Külünk, "Akşama not" başlığıyla paylaştığı metinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin yeniden "demokrasi dışı yöntemlerle teslim alınma girişimi" içinde olduğunu iddia etti. Bu girişimi, "70.000 Kişilik Yapı ve Küresel Operasyonun Türkiye Ayağı" olarak nitelendirdi.
Casusluk soruşturması verileri
Külünk'ün aktardığı bilgilere göre, casusluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan şahısların ikametgahlarında ve cep telefonlarında elde edilen veriler, "dehşet verici bir tabloyu" ortaya çıkardı. Bu verilere göre, şüpheli Hüseyin Gün isimli şahıs etrafında organize olduğu belirtilen, yaklaşık 70.000 kişilik dijital bir yapılanmanın varlığından söz ediliyor. Külünk, bu sayının bireysel bir faaliyetten ziyade, "örgütlü, sistematik ve uluslararası bağlantılı bir operasyonun varlığını" gösterdiğini öne sürdü.
Yapının hedefleri
İddia edilen bu yapının amacının, Türkiye'nin karar alma mekanizmalarına, kamu bürokrasisine, yerel yönetimlerine ve medya altyapısına sızmak olduğu belirtildi. Külünk, bu yolla ülkenin "bilişsel güvenliğini çökertmek" ve Türkiye'yi "zihinsel bir iç işgal" sürecine sokmak istendiğini savundu.
"Hibrit darbe" ve siyasi bağlantı iddiaları
Külünk, ortaya çıkan belgelerin ve dijital verilerin, "küresel finans elitleri ve içerdeki işbirlikçileri aracılığıyla yeni bir hibrit darbe hareketliliği" bulunduğunu açıkça gösterdiğini öne sürdü. Bu savaşın artık veri, bilgi ve algı yönetimiyle yürütüldüğünü, sosyal medyanın ise bir "savaş aygıtına dönüştürüldüğünü" ifade etti.
Metin Külünk, Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanması girişiminin, bazı çevrelerce "Erdoğan’ın rakibini hukuk yoluyla tasfiye etme girişimi" olarak gösterilmek istendiğini; ancak bu okumanın jeopolitik zemini göz ardı ettiğini savundu. Külünk, İmamoğlu figürünün ise bu operasyonun "psikolojik-siyasi cephesinde bir aparat olarak devreye sokulmak istenen" bir unsur olduğunu iddia etti.
FETÖ ve CHP Üst Yönetimi İddiası: Açıklamada, ele geçirilen bilgilerin, FETÖ'nün uyuyan hücreleriyle, "kimi CHP üst yönetimi ve sermaye çevreleri" arasında bir koordinasyon bulunduğuna işaret ettiği öne sürüldü. Bu koordinasyonun amacının, Türkiye siyasetinde kaotik bir atmosfer oluşturarak Cumhurbaşkanlığı kurumunu uluslararası baskı altında bırakmak olduğu belirtildi.
Külünk, son olarak meselenin bir parti ya da şahıs meselesi değil, "Türkiye Cumhuriyeti’ni teslim almak isteyen küresel unsurlarla, devletin bekasını savunan milli güçler arasındaki mücadele" olduğunu vurguladı. Devlet kurumlarının bu saldırılar karşısında kararlı bir duruş sergilediğini ve Türkiye'nin emperyalizmin senaryolarına boyun eğmeyeceğini ifade etti.
Akşama not.
— Metin KÜLÜNK (@mkulunk) October 24, 2025
Devletin yeniden demokrasi dışı yöntemlerle teslim alınma girişimi:
70.000 Kişilik Yapı ve Küresel Operasyonun Türkiye Ayağı.
Casusluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan şahısların ikametgâhlarında ve cep telefonlarında ele geçirilen veriler, dehşet verici…




