Aile Dayanışma Ağı bir kez daha Saraçhane'de buluştu. Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, "Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları artık tutuksuz yargılanmalıdır" çağrısında bulundu.

Geçtiğimiz günlerde tahliye edilen Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, "Bugün 375 günden sonra özgürlüğüme kavuştum, aranızdayım, ama gerçekten sevinemedim. Çıkarken kalbimin yarısını Silivri'de bıraktım" ifadelerini kullandı.

Aile Dayanışma Ağı (ADA), 13. buluşmasını yine Saraçhane Parkı’nda gerçekleştirdi.

Buluşmaya, CHP Genel Başkan Yardımcıları Suat Özçağdaş, Gökan Zeybek, Gülşah Deniz Atalar, İBB Başkanvekili Nuri Aslan, CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu’nun eşi Dilek Kaya İmamoğlu, annesi Hava İmamoğlu ve geçtiğimiz günlerde tahliye edilen Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer katıldı.

Ekrem İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, burada yaptığı konuşmada, "Bir babanın, bir evladın, bir kardeşin, bir annenin, 1 yıl 10 günü çalındı hayattan. Bu zamanı kim geri verebilir? Kim o eksilen günleri, kaçırılan bayramları, doğum günlerini geri getirebilir? İşte bu yüzden buradayız. Adaletin yokluğunda geçen her saniyenin, bir insanın kalbinden umut eksilttiğini bildiğimiz için buradayız. Bir daha kimsenin yaşamı, hukuksuzluk uğruna eksilmesin diye… Bugün sadece bireyler değil, aileler de mağdur. Anneler, babalar, kardeşler, çocuklar… Yüzlerce aile, bu ülkenin göğsüne yerleşmiş bir acının sessiz tanığı. Ve hepimiz biliyoruz: Bir ülkede adalet yara alırsa, o ülkenin ekonomisi de iyileşmez, huzuru da kalmaz. Demokrasinin, adaletin ve hukukun olmadığı bir ülkeye yatırım da gelmez. Böyle bir ortamda enflasyon da düşmez, umut da yeşermez. Artık yeter! Bu ülke, sürekli yüksek tansiyonla yaşamak zorunda değil. Bir ülke sürekli gerginlik, kutuplaşma, korku ve baskı içinde var olamaz" ifadelerini kullandı.

‘Tutuksuz yargılama’ talebi

İmamoğlu, şöyle devam etti: "237 gün… Dile kolay. Tam 237 günün sonunda bir iddianame hazırlandı. Sekiz ay boyunca yüzlerce ifade alındı, onlarca eve baskın yapıldı, boş arsalar kazıldı, tarlalar çevrildi, MASAK raporları istendi. Baskıyla, korkuyla, iftiralarla yürütülen bir süreç… Ve sonunda: ‘İddianame hazır’ dediler. Peki adalet hazır mı? Gerçek hazır mı? Hayır! Çünkü artık delil karartma riski kalmadı. Kaçma riski yok. Ama hâlâ tutukluluk devam ediyor. Avrupa’da ortalama tutuklu yargılama süresi 4 ay; bizde ise Ekrem İmamoğlu 8 aydır tutuklu! Üstelik üç kez halk tarafından seçilmiş bir belediye başkanı olarak! Bu artık yargılama değil, cezalandırmadır. Bu, masumiyet karinesinin yok sayılmasıdır. Bu, adaletin terazisine siyasetin gölgesinin düşmesidir. Ve biz buradan bir kez daha haykırıyoruz: Artık yeter! Adalet, geciktiği anda zaten eksilir. O yüzden diyoruz ki: Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları artık tutuksuz yargılanmalıdır."

"Başımız dik, vicdanımız rahat"

"Ve şimdi yeni bir dönem başlıyor" diyen İmamoğlu, şunları söyledi:

CHP İl binasında 'dışkı' tartışması: Gürsel Tekin'den açıklama
CHP İl binasında 'dışkı' tartışması: Gürsel Tekin'den açıklama
İçeriği Görüntüle

"İddianame açıklandı, ama aynı anda manipülasyonlar, çarpıtmalar, iftiralar da başladı. Gerçekleri eğip bükerek, sözde gazetecilik adı altında halkın aklını karıştırmaya çalışanlar var. Rakamlarla oynayanlar, üçer sıfır ekleyenler, gerçekleri değil, iftiraları manşet yapanlar… Ama biz neyi biliyoruz? Biz hakikatin er ya da geç ortaya çıkacağını biliyoruz. Adalet, yalanlardan daha güçlüdür. Gerçek, iftiranın sesini her zaman bastırır. Ve buradan açıkça söylüyorum: Madem bu kadar eminsiniz, madem ‘asrın yolsuzluğu’ diyorsunuz; o halde buyurun, TRT ekranlarını açın. Halkın gözünün önünde, şeffaf biçimde, her duruşmayı canlı yayınlayın. Gelin, 86 milyonun önünde yargılayın. Millet görsün kimin alnı açık, kimin sözü doğru. Bizim saklayacak hiçbir şeyimiz yok. Bizim hesabını veremeyeceğimiz hiçbir işimiz yok. Ekrem İmamoğlu ister 2 yıl, ister 2000 yılla yargılansın; bizim başımız dik, vicdanımız rahattır. Bu 4000 sayfalık belge, bir iddianame değil; bizim duruşumuzun, onurumuzun belgesidir."

Özer: Ekrem Başkan'ın selamını getirdim

Geçtiğimiz günlerde tahliye edilen Ahmet Özer ise yaptığı konuşmada, "Benim de 375 gün özgürlüğüm elimden alındı. Lakin bilmelisiniz ki iki şeyden tasarruf edilemez. Biri özgürlüktür, biri de sağlık. Özgürlükten tasarruf esareti getirir. Sağlıktan tasarruf ise ölümü getirir. Dolayısıyla özgürlük, yarı ölüm demektir. O halde biz, bütün hayatımız boyunca özgürlük için, adalet için, eşitlik için mücadele edeceğiz" dedi.

"Bugün içeride bulunan arkadaşlarımız, dostlarımız bu mücadeleyi veriyorlar bizim için" diyen Özer, şunları söyledi:

"O nedenle söylemek isterim ki; ben, bugün 375 günden sonra özgürlüğüme kavuştum, aranızdayım, ama gerçekten sevinemedim. Çünkü kızım, bana gelip içeride tahliye olduğumu söyleyince, hüngür hüngür ağladı sevinçten. Ben de ‘Niye ağlıyorsun’ dedim. O ağlamaya devam etti. Fakat bu sefer o döndü bana dedi ki ‘Babacığım sen niye sevinmiyorsun?’ Ben de dedim ki ‘Kızım bak; sağına bak, soluna bak. Ekrem Başkan en baştaydı. ‘Benim bu dostlarım, bu yol arkadaşlarım içerideyken ben nasıl sevinebilirim?’ Onun üzerine hemen beni bıraktı. Ekrem Başkan'ın yanına gitti. Onunla kucaklaştı. Sonra ben çıktım geldim. Ama çıkarken kalbimin yarısını Silivri'de bıraktım. Diğer yarısıyla size selam getirdim. Ekrem Başkan'ın selamını getirdim. Diğer 27 tane belediye başkanımızın selamlarını getirdim."

Kaynak: Haber Merkezi