Siyasetçi Ahmet Faruk Ünsal, İlke TV’de yayımlanan “Suriye’nin kapısını İmralı’dan açmak” başlıklı yazısında, Türkiye’nin Suriye Kürtlerinin bölgelerdeki fiili yönetimine ilişkin değişen pozisyonunu ve 'barış ve demokrasi süreci' ile bağlantısını değerlendirdi. Ünsal, Suriye özelinde yapılan tespitlerde, Türkiye'nin politikalarında kritik bir aşamaya, yani “altın oran” noktasına ulaştığı görüşünü belirtti.
Siyasetçi Ahmet Faruk Ünsal, kaleme aldığı analizde, Türkiye'nin Irak’taki 2003 sürecinden ders çıkararak Suriye’de yeni bir pozisyon belirlediğini ve bu pozisyonun "altın oran" noktasına ulaştığını savundu. Ünsal, Suriye Kürtlerinin statüsünün netleştiğini ve bu durumun uluslararası sistemin getirdiği zorunluluklardan kaynaklandığını öne sürdü.
Ünsal, Türkiye’nin 2003’teki Irak sürecindeki 'hatayı' Suriye’de tekrarlamak istemediğini öne sürdü. 2003 Mart’ında TBMM'nin ABD liderliğindeki koalisyon güçlerinin kara harekâtına izin vermemesi kararını hatırlatan Ünsal, bu kararın Irak’ın kuzeyindeki federal yapının oluşmasını engelleyemediğini belirtti.
Benzer bir durumun 21 yıl sonra Suriye’de ortaya çıktığını ifade eden Ünsal, Suriye Kürtlerinin de Irak Kürtleri gibi kendi yönetimlerini kurduğunu kaydetti. Askeri müdahalenin imkânsızlığı nedeniyle Türkiye’nin bu sefer siyasi süreçlere müdahaleyle rol almak istediği değerlendirmesini yaptı.
Suriye'de saha gerçekliği ve Türkiye’nin pozisyonu
Suriye’de Baas iktidarının düşmesiyle devletin dağılma noktasına geldiğini belirten Ünsal, Kürtlerin Arap bileşenlerle birlikte Kuzeydoğu Suriye’de kurduğu 13 yıllık katılımcı modelden, Türkiye’nin ve Şam’ın baskılarına rağmen vazgeçmediğini vurguladı. Ünsal, Kürtlerin ne ordularını dağıttığını ne de adem-i merkeziyetçi taleplerinden vazgeçtiğini kaydetti.
Ünsal, Türkiye’nin sahada sürdürmeye çalıştığı "istemezük" tavrının uluslararası yaptırımlar (CAATSA) ve askeri dengeler (F35, Eurofighter alımı) bağlamında Türkiye’ye bedel ödettiğini savundu. Ünsal'a göre, Hakan Fidan’ın 10 Kasım 2025 tarihli ABD ziyaretinin bu duruma bir son verdiğinin anlaşıldığını ve Fidan’ın, Kürt kazanımlarına karşı sert tutumunu gözden geçirme noktasına geldiğini ima ettiğini iddia etti.
"Altın oran" ve statü
Ahmet Faruk Ünsal, Kürtlerin ağır bedeller ödeme pahasına elde ettikleri konumdan vazgeçmemeleri ve uluslararası sistemin bu konumun değiştirilmesinin getireceği bedeli göze alamaması nedeniyle Türkiye’nin “altın oran” noktasına geldiği sonucunu çıkardı.
Ünsal, bu noktada, Kürtlerin Suriye’de bir statülerinin olacağının netleştiğini belirtti. Bu statünün nasıl olacağı, SDG'nin merkezi orduyla ilişkilenmesi ve adem-i merkezi yapının adlandırılmasının ise artık teferruat olduğunu ifade etti.
İmralı süreci ve Bahçeli’nin açıklamaları
Yazısında, Öcalan’ın 27 Şubat bildirisiyle örgütün dağıtılması noktasına gelindiği ve Türkiye içindeki çözümün ana hatlarının belirlendiği değerlendirmesini yaptı. Ünsal, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Komisyon’un İmralı’ya mutlaka gitmesi gerektiğini ilan etmesinin altında yatan nedenin, Öcalan’ın bu gücünü gördüğü ve gereksiz ısrarın devamı halinde ödenecek bedelin ağır olacağını hesapladığı görüşünü öne sürdü.
Ünsal, üzerinde çalışılan 11. Yargı Paketi’yle, "sürece özgü" infaz ve af düzenlemelerinin getirilmesinin beklendiğini ifade etti.
* Ahmet Faruk Ünsal'ın İlke TV'de yayımlanan yazısının tamamına buradan ulaşabilirsiniz.




