Evrensel’den Elif Ekin Saltık’ın haberine göre, 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremlerde Adıyaman’da ağır hasar alan Gölbaşı ilçesinde, ‘riskli alan’ (kırmızı alan) ilan edilen bölgedeki yaklaşık 1200 kişinin tapuları, kendilerine sorulmadan askıya alındı. Şehrin en değerli yerlerindeki arsaların ve iş yerlerinin ellerinden alındığını dile getiren depremzedeler, değersiz ve yüzlerce kişiyle hisseli arazilere zorunlu ortak yapılmalarına isyan etti. Fay hattı üzerinde olduğu gerekçesiyle ‘kırmızı alan’ olarak belirlenen, ilçenin doğuyu batıya bağlayan ana arteri üzerindeki mülk sahiplerinin tapuları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından iptal edildi.
‘30 metrekare hisse verdiler’
Hem mağdur olan hem de mağdurların avukatlığını üstelenen Av. Songül Varki, yaşananları “Bu tam olarak bir el koymadır” sözleriyle özetledi. Kendi iş yerinin de aralarında bulunduğu yüzlerce mülkün, sahiplerinin rızası alınmadan ellerinden alındığını belirten Varki, “Benim ana cadde üzerindeki 5 milyon lira değerindeki hasarsız büromun tapusunu iptal edip, şehrin dışında, nerede olduğu belli olmayan bir köy sınırında, 201 kişiyle ortak olduğum 30-40 metrekarelik bir hisse vermişler. Üstelik bu hisseden de yüzde 38,27 oranında Düzenleme Ortaklık Payı (DOP) kesintisi yapmışlar. Bu bir takas olamaz, çünkü takas için iki tarafın da rızası gerekir” diye konuştu.
‘Muhatap da yok yanıt da’
Haklarını aramak için bir grup mağdurla birlikte önce kaymakamlığa, ardından belediyeye gittiklerini belirten Varki, bir muhatap bulamadıklarını dile getirdi. Kaymakamın durumu “el koyma” olarak nitelendirmemelerini istediğini, belediye başkanının ise tüm imar sürecinin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütüldüğünü, kendilerinin sürece dahil edilmediği gibi dilekçelerine dahi yanıt verilmediğini söylediğini aktardı.
‘Verdikleri yerler başkalarının arazisi’
Kendilerine verilen hisseli arazilerin de başka vatandaşlara ait olduğunu dile getiren Varki, “Devlet, bizim arazilerimizi aldığı gibi, bize verdiği arazilerin sahibi olan diğer vatandaşları da mağdur ediyor. Ne onlara bir bedel ödenmiş ne de bize. Hukuka sığmayan, kafalarına göre bir düzen kurmuşlar” dedi.
‘Yargı yolu kapalı diyorlar’
Yetkililerin halk içinde “Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle oldu, yargı yolu kapalı” şeklinde bir algı yarattığını ancak bunun doğru olmadığına işaret eden Varki, “Kimse benim mülküme el koyamaz. En fazla, riskli alandaysa yapılaşma izni vermezsin, olur biter. Deprem bize bir kere vurdu. Devlet bin kere vurdu. İlk gün bizi yalnız bıraktı, sonra haklarımızı kullandırmadı, şimdi de tapularımızı elimizden alarak vuruyor” tepkisini gösterdi. Sorunun idari yollarla çözülmesini talep eden Varki, “Çözümsüzlük durumunda hem yargı yoluna gideceğiz hem de eylemlerle sesimizi duyurmaya çalışacağız. Cuma günü geniş katılımlı bir toplantı yapmayı planlıyoruz” diye konuştu. Yaşananları ve iddiaları sormak için aradığımız Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Adıyaman İl Müdürlüğü yetkililerine ise ulaşamadık.
‘Yılların emeği bir anda yok oldu’
Mağdurlardan Zeynep, depremden sonra tek beklentilerinin evlerinin bulunduğu alana yeniden imar izni verilmesi ve konutlarının yapılması olduğunu dile getirerek “Ancak bir sabah e-devlet sistemini kontrol ettiğimizde şokla karşılaştık, kat mülkiyetli tapumuz artık yoktu” dedi. Tapularının yerine kendilerine nerede olduğunu dahi bilmedikleri bir yerde, tanımadıkları 5-6 kişiyle birlikte hisseli, küçücük bir arsa tapusu verildiğini dile getiren Zeynep “Madem evimiz fay hattı üzerinde normal şartlarda bize yeni bir konut verilmeli ya da bilirkişi tespitiyle mülkümüzün bedeli ödenmeliydi. Görüşlerimiz alınarak ortak bir karar verilmeliydi. Ama yıllarca çalışıp biriktirdiğimiz emekler bir anda yok oldu. Bugün kiralar 25-30 bin liradan başlıyorken biz ne yapacağız? Yaşadığımız mağduriyetin bir an önce giderilmesini istiyoruz” dedi.