Dursun Erkılıç

Adıyaman ismiyle ilgili en yaygın rivayetlerden biri, Perre (Pirin) kentinde geçer. Efsaneye göre, putperest bir babanın yedi oğlu, babaları evde yokken evdeki tüm putları kırar ve Allah’ın birliğini ilan eder. Baba, bu olaya öfkelenir ve yedi oğlunu öldürür. Oğulların anısına bir manastır yaptırılır ve bu olay nedeniyle şehre "Yedi Yaman" denilir. Zamanla bu ifade halk dilinde “Adıyaman”a dönüşür.

Bir diğer rivayet ise Adıyaman Kalesi’ne dayandırılır. Halk bu kaleye "Hısn-ı Mansur" adını verir. Kimine göre bu isim, Emevi komutanlarından Mansur bin Cavene’den; kimine göre ise Abbasi Halifesi Ebu Cafer El-Mansur’dan gelir. Söyleyiş değişiklikleriyle “Hüsnü Mansur” şeklini alan ad, 1926’ya kadar resmi olarak kullanılmıştır.

Üçüncü rivayet ise coğrafyaya dayalıdır. Adıyaman’ın meyve ağaçlarıyla dolu vadilerle çevrili olması nedeniyle “Vadi-i Leman” (Güzel Vadi) ifadesi zamanla halk arasında “Adıyaman” şekline dönüşmüştür. 1926 yılında alınan kararla resmi adı da bu şekilde belirlenmiştir.

Yeni çağda Adıyaman huzura ve istikrara kavuştu

1515 yılında Yavuz Sultan Selim’in İran seferi dönüşü Adıyaman, Dulkadiroğulları Beyliği’nden alınarak Osmanlı topraklarına katıldı. Bu tarihten itibaren şehir, sınır bölgesi olmaktan çıktı ve savaş, baskın gibi tehditlerden uzak huzurlu bir döneme girdi. Osmanlı’nın iskân politikaları bazı isyanlara yol açsa da bu olaylar kısa sürede bastırıldı.

Neşet Ertaş’ın kardeşinin son hali yürekleri burktu
Neşet Ertaş’ın kardeşinin son hali yürekleri burktu
İçeriği Görüntüle

Orta çağda Adıyaman, İslam ve Bizans arasında el değiştirdi

MS 395’ten itibaren Doğu Roma (Bizans) yönetiminde olan Adıyaman, 638 yılında Halife Ömer döneminde Müslüman Arapların egemenliğine geçti. Emevi komutanı Mansur bin Cavene 670 yılında şehri ele geçirdi ve bugünkü Adıyaman Kalesi’ni inşa ettirdiği rivayet edilir.

758 yılında Abbasi halifesi Ebu Cafer Mansur, Emevi egemenliğine son vererek bölgeyi kontrol altına aldı. 1066’da Selçuklu komutanı Gümüştekin şehri kısa süreliğine ele geçirse de kalıcı hâkimiyet 1082’de kuruldu. 1114–1204 arasında Eyyubilerin, 1298’den itibaren Moğolların ve nihayet 1339’da Dulkadiroğulları Beyliği’nin egemenliğine geçti. 1398’de Yıldırım Bayezid şehri Osmanlıya katmak istese de Timur’un tehdidi nedeniyle çekildi ve bölge tekrar Dulkadiroğulları’na geçti.

Eski çağda Adıyaman verimli toprakları ve konumuyla medeniyet beşiği oldu

Adıyaman, Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında yer alması sayesinde tarih boyunca sayısız uygarlığın kurulduğu bir bölge oldu. GAP projesi kapsamında baraj gölü altında kalmadan önce birçok antik yerleşimde kazılar yapılarak bu kadim geçmiş ortaya çıkarıldı.

Bölgenin su kaynakları, kaya sığınakları, zengin av hayvanları ve verimli doğası sayesinde, avcılık ve toplayıcılıkla geçinen ilk insanlar için ideal bir yaşam alanı sundu. Bu özellikler, tarih öncesi çağlardan itibaren bölgede birçok büyük uygarlığın filizlenmesine olanak sağladı.

Muhabir: Dursun Erkılıç