Bir süreden beri nadir elementler konusuna dikkat çeken yazarımız Abdurrahman Dilipak’a bu konu hakkında toplumun hafızasındaki soruları soralım istedik. Dilipak, Nadir elementler konusunun hassas bir konu olduğunu, yanlış bir politika ile ülkemiz için bir felakete dönüşebileceği uyarısı yaptı.

“Misal olarak, “Taşköprü’de topraktan Selanyum’u alırsanız, Taşköprü sarımsağından vazgeçmiş olursunuz. Sarımsak deyip geçmeyin, Sarımsaktaki Selanyumu kanser ilacına dönüştürürseniz bu da büyük bir kazançtır. ABD dünyaya okaliptüs yağıWics diye satıyor, Çin Nane yağıChina Oil. Bu iki ürünün bütçesine bakın bakalım, ne göreceksiniz? diye satıyor. Bu size basit bir örnek gibi gelebilir. Nadir elementleri topraktan aldığınızda, o nadir elementlerle beslenen endemik tür bitkilere de veda edersiniz. O bölgeden geçen su yollarındaki suyun kalitesi değişir. Bütün canlı hayat bundan etkilenir. Börtü-böcek, hatta yediğiniz yumurtanın bile besleyici değeri değişir” dedi. Dilipak Türkiye’nin endemik tür bitki çeşitliliği ile dünyada en önde gelen ülkelerden biri olduğunu, bitkiler ve su yoluyla, hayvan ve insan sağlığını etkileyen bu döngüde aslında tabii bir seleksiyon ve rafinerasyon olduğunu söyledi, hiçbir yatırım, zenginleştirme ve rafineye gerek kalmadan da bu zenginliğin tabii dengeler korunarak ekonomiye dönüştürülebileceğini söyledi.


Milli bir kaynak, milli bir felakete dönüştürülmemeli

Soru-Yani bu madenler işletmeye açılmamalı mı?

Dilipak-Hayır onu demiyorum. Çok hassas, dikkatli davranılmalı onu söylüyorum. Yoksa dağlarınızı, ovalarınızı oyarlar, bir bakıma içine bomba koyarlar. Bunun da geri dönüşü yoktur. Bu madenler hassas dengeler gözetilerek, sınırlı bir şekilde elbette madencilik de yapılabilir. Bunun fıtratla ilgili dini, aynı zamanda hukuki, ahlaki, tabii denge açısından bir sınırı olmalı.. Yoksa para kazanacağız diye kapitalist ekonominin iştihasına bırakılmamalı.. 1 tondan birkaç gram bir elementi alacaksınız kavurup toza çevirdiğiniz o yüz milyonlarca ton “Curuf”u ne yapacaksınız? Bunlar havaya savrulur, su kaynaklarına bulaşrsa sonucunun ne olabileceğini tahmin edebiliyor musunuz? Çok değerli, çok önemli bir kaynak, ama dikkat etmezsek bu önemli kaynak, dua ile istenen belaya dönüşebilir. Evet Ekonomimiz için can suyu olacak bu kaynağı doğru kullanmamız gerek, değilse bu Milli imkan, milli bir felakete dönüşebilir.

Soru- İTÜ Maden Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Kumral: 694 milyon tonluk nadir element rezerviyle dünyada 2. sıradayız. Biz dünyada bor kaynaklarının % 72'sine sahibiz. Boru siz kepçeyle yüklediğiniz zaman bir tonu 130 dolar ediyor. Bunu borik asit yaparsanız 1500 dolar olur. Bor karbür yaparsanız değeri 1,5 milyon dolara çıkar. Bir ürünün hammadde olarak değeriyle uç ürün olarak değeri arasında milyon kere fark vardır. Mesela bor karbür son derece sert ve hafif bir malzemedir. Onu bir matkap ucu yaptığınızı düşünün; belki 1 liraya mâl edeceksiniz ama 100 liraya satacaksınız. Yani burada ucu açık bir ekonomi söz konusu. O nedenle 694 milyon tonun maddi değerini belirleyemem. Çünkü şimdiye kadar böyle bir şey hesaplanamadı. 100 trilyon dolardan bile daha büyük olabilir” diyor. Siz bu konuda ne diyorsunuz. Tam da bunu söylüyorum. O büyük rakamların yalın olarak kullanılması ve bunun üzerinden bir piyasa arayışı tehlikelidir diyorum. Bu zenginliği Kapitalist ekonominin iştihasına yem edersiniz diyorum. Tamam var ve bunu çıkartıp işleyebiliriz. O zaman haydi yapalım diyeön elemeden geçirip bu toprağı satarak da büyük para kazanırsınız ama bu bu ülkeye ihanet olur. Bu toprağa ihanet olur. Dikkatli, ölçülü, katma değeri yüksek bir üretim planlaması yapmalıyız.

Soru-“Nadir toprak elementlerinde dünyanın en büyük 5 üreticisinden birisi olmak istiyoruz” deniyor. Niye daha önce bu konu gündem olmadı. Neden şimdi iktidar-muhalefet bu işe sahip çıkıyor sizce?

Dilipak-Bakın bu işi bizimkiler 3-5 yıldır konuşuyor. İngilizlerin Türkiye’den petrol ve Bor araştırmaları Osmanlıda başladı.. Atom araştırmalarından sonra nadir elementler konusu tüm dünyada araştırılan bir konu. Dünya artık atomaltı parçacıkları konuşuyor. Bu konu eskiden beri Çin’in, İngiltere ve ABD’nin ilgi ve takibindeydi. Alçak irtifa uyduları ile ülkemizin yer altı kaynakları, fay hatları, su kaynakları, taş ve toprak yapısı, mineral yapısı, arkeolojik kaynaklar metre metre haritalandı. Özel hava araçları ve yer araçları ile de hassas bölgelerde taramalar yaptılar.

Elips- Bu nadir elementler neler, ne işe yarar, ülkenin neresinde bulunur. Bu konuda bir bilgi var mı?

Dilipak- Tabi, olmaz olur mu? Dünya nadir element üretiminde ilk 5: Çin 250. Bin metrik ton, ABD 45.000 metrik ton, Myanmar 31.bin metrik ton, Avusturalya 18 bin metrik ton, Nijerya 6 bin metrik ton. Bu arada Dünyada 2024'te nadir element üretimi %10-15 arttı ve artış devam ediyor. Dünyada yoğun kullanılan Nadir elementler şunlar: (Sırası ile: Atom no-Kısa Tanım: adı, Kategori, sektör): 21-Sc: Skandiyum, Ağır Alaşımlar, havacılık, aydınlatma / 39-Y: İtriyum, Ağır, Lazerler, süper iletkenler, seramikler / 57-La:Lantan, Hafif, Bataryalar, katalizörler, cam üretimi / 58- Ce:Seryum, Hafif, Katalizörler, cilalama tozları, alaşımlar / 59-Pr:Praseodimyum, Hafif, Mıknatıslar, renklendiriciler, alaşımlar / 60-Nd:Neodimyum, Hafif, Yüksek güçlü mıknatıslar, lazerler, bataryalar / 61-Pm:Prometyum, Hafif, Nükleer piller, fosforlar (sentetik, nadir) / 62-Sm:Samaryum, Hafif, Mıknatıslar, nükleer reaktörler, mıknatıs alaşımları / 63-Eu:Öropyum, Ağır, Fosforlar, nükleer reaktörler, LED'ler / 64-Gd:Gadolinyum, Ağır, MRI kontrast maddeleri, nükleer yakıtlar / 65-Tb:iTerbiyum, Ağır, Fosforlar, mıknatıslar, alaşımlar / 66-Dy:Disprosyum, Ağır, Mıknatıslar, lazerler, nükleer reaktörler / 67-Ho:Holmiyum, Ağır, Mıknatıslar, lazerler, manyetik alanlar / 68-Er:Erbiyum, Ağır, Fiber optik, lazerler, nükleer yakıtlar / 69-Tm:Tulyum, Ağır, Lazerler, X-ışını cihazları / 70-Yb:İterbiyum, Ağır, Lazerler, alaşımlar, saatler / 71-Lu:Lutesyum, Ağır, Kanser tedavisi, katalizörler, PET tarayıcılar . Bunlardan hangileri var Türkiyede deseniz 17 Nadir elementin 10 tanesi bizde var: Lantan, Seryum (En bol olan bu), Praseodimyum, Neodimyum (Stratejik öneme sahib), Samaryum, İtriyum, Gadolinyum, Disprosyum, Erbiyum, Öropyum. Evropyum, Toryum, Uranyum, tulyum

Bu elementlerden Çanakkale Biga, Malatya ve Kayseri'de bölgede daha küçük yataklar var, ancak %90+ rezervin merkezi Eskişehir. Bizde Rezervler yüzeye yakın olduğu için çıkarma maliyeti düşük, ancak işleme teknolojisi (rafinasyon) Çin'e bağımlı. Türkiye, NATEN Enstitüsü ile yerli teknolojiler geliştiriyor. 2025'te ABD ve Çin ile iş birliği anlaşmaları imzalandı, ancak rezervler tam olarak milli imkanlarla yönetilemiyor. Bize diyorlar ki, siz bu madenleri tanımıyorsunuz. Rafinerasyon teknolojiniz yok, bu konuda dışa bağımlı kalacaksınız. NATO bu tür stratejik madenlerin satışı ve satış sonrası denetimi konusunda sizi engelleyecektir. Çevresel Etkiler: Nadir element madenciliği ve işlenmesi, çevresel kirlilik riski taşır. Bu nedenle geri dönüşüm ve sürdürülebilir madencilik yöntemleri üzerine çalışmalar artmaktadır. Bu konuda bu elementleri rafine ve işleme teknolojisi eksik, bu elementleri içeride kullanabileceğimiz teknoloji şirketleri yetersiz. Ürün zenginleştirme dışarıya satma konusunda NATO engeli yanında üretim maliyeti, kalite belli olmadığı için rekabet sorunu var diyorlar. Sorun da burada başlıyor.

Elips-Peki ne yapmak gerek?

Dilipak- Dünyada “Nadir Elementler Eko Sistemi” diye bir sistem var. Girmek istediğiniz kurtlar vadisi.. Trump ve ABD bu konuda en tehlikeli adam. Çinle rekabet edebilmek için her yere saldırıyor.. Grenland’ı bunun için istiyordu. Şimdi Pakistan’ı durduk yerde Afganistan’a saldırttı, Bagram’a geri dönmek istiyor. Çünkü Afganistan’da da Nadir elementler var. Oradan Çin’e karşı bir kalkan oluşturmak istiyor. Belücistan üzerinden İranı sıkıştırmak istiyor. Aslında Ukrayna krizinin arkasında da bu Nadir Elementler konusu var. Avrupa bunu kendi için istiyor. Rusya kendi için, ABD kendi için, İsrail Ukrayna üzerinden bu kavzayı kendi kontrol etmek istiyor. Tabi onların. bir de Hazara ve Karay projesi var. Rusya’yı köşe sıkıştırmaları gerek. Dikkat edelim, Trump, şimdi Türkiyedeki bu konuya el atmak istiyor. Bu hedefe ulaşmak için Türkiyeyi ekonomik, siyasi, toplumsal açıdan ve güvenlik açısından, hedefine ulaşmak için sıkıştırmak isteyebilir. ABD bölgedeki pis işlerini İlam ülkelerine alet etmek istiyor. Bunun içinde İslam ülkelerini İsraille yakın diyalog ve işbirliğine zorluyor. İslam ülkelerindeki bazı politikacı, bürokrat, Diplomat, Akedemisyen, iş adamlarını kullanıyor.. Tabi eş zamanlı olarak hedef ülkelerdeki hedef kişiler Epstein dosyaları ile köşeye sıkıştırılıyor.

Elips- Trump bize karşı da aynı yolu deneyebilir mi?

Dilipak-Neden olmasın. Bu konuda yol almamış olduklarından emin misiniz? KKTC’ye bakın, Bakü’ye bakın, ABD ile ve İsraille örtülü savunma ittifakı kuran 6 Arab ülkesine bakın.. Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif, 13 Ekim 2025’de Şarm el Şeyhte Trumpu överken Bölgesel istikrarsızlığın kökeni, büyük güçlerin bizi kendi çıkarları için kullandığı eski oyunlardır. Ama sizin gibi liderler, bu kirli döngüyü kırabilir." Şerif tam adamına şöyle diyor: "büyük güçlerin bizi kendi çıkarları için kullandığı eski oyunlar. Bizi bundan siz kurtarabilirsiniz." O da yaptı yapacağını ve Pakistan üzerinden Kabili vurdu. Öyle ya maşa varken ateşe el uzatılır mı?

Bakın bu konu birilerinin el altında, kapalı kapılarak arkasında, örtülü bir şekilde ele alıp yöneteceği bir konu değil. İktidar muhalefet tartışmaları ile de bu konu yönetilemez. Şeffaf olmak gerek. Acele etmemek gerek. Bugüne kadar bu süreç bana göre doğru yönetilmedi. Dün Bor konusunu da böyle yüzümüze gözümüze bulaştırdık. Bu gün hala Karadeniz’deki Hidrojen Sülfür konusu da başka bir konu. Acele etmeyelim, geç de kalmayalım. Eğer içeride ayağımızı yere sağlam basmazsak, Ukrayna’nın başına gelenler, bizim de başımıza gelebilir. Yamyamlara , kurda kuşa ülkeyi yem ederiz!

Elips-Peki ne yapmak gerek?

Dilipak-Nadir elemenlerin işletim ve ihracında, kullanımın etik standartları ve izlenmesi, kötü kullanıma izin verilmemesi açıksından ETİK KURUL Şart. Bütün sözleşmelere bu ETİK kurul ve kurallar kayıt alına alınmalıdır.

Madenlerin dini açıdan vergisinin oran ve tasarrufu ayrı bir statüde olmalıdır. Bu anlamda Diyanet, İlahiyat ve dini temelli insani yardım kuruluşları üzerinden bu şartlara bağlı olarak buradan elde edilecek gelirden alınacak payın kullanımı konusunda proje ve tasarruf teklifleri alınmalı ve uygun görülenlere bu kaynaktan destek verilmelidir. Öncelik Maden havzalarındaki hava, su, toprak, bitki, hayvan ve insanlar için oluşan çevre riskinin tölare edilmesi, İK kaynaklarında zarar ve hasarların giderilmesi, insani şartların iyileştirilmesi için kullanılmalıdır.

Üretim proseslerinin sadece karlılık açısından değil, çevresel açıdan da iyileştirilmesi öncelikli olarak ele alınmalıdır. Saflaştırılan minerallerin kullanımı ile oksidasyonu ayrı bir disiplin gerekiyor. Bu konuda ciddi bilgi ve tecrübe sahibi insanlara ihtiyacımız var. Bunun için ciddi bir akademik envanter ve beyin envanterine ihtiyacımız var. Ürünlerin kozmik kasalarda korunması, sertifikalandırılması, kullanıma hazır bir şekilde paketlenmesi, taşınması belli esaslara bağlanması gerekir. Nadir elementlerin atık yönetimi, dönüştürülmesi ve faydalı kullanımı için ayrı projeler geliştirilmesi gerekir.

İlber Ortaylı: Mansur Yavaş ile uğraşan yanlış yapar
İlber Ortaylı: Mansur Yavaş ile uğraşan yanlış yapar
İçeriği Görüntüle

Bizim nadir elementimiz var, bu iyi para eder yaklaşımı cahilce ve tehlikeli bir bakış açısıdır. Bu gerçektir ancak kötü bir yönetim bu konuda hayati ölçeklerde riskler oluşturabilir.

Elips-Verdiğiniz bilgiler, hayati öneme sahip bilgiler. Bakalım , görelim, süreç nasıl yönetilecek, inşallah korkulan olmaz…

Dilipak-Trump’la başımız belada. Bu konuda iş yapacaksanız bu işin eko sistemi içinde yer alan ülkeler ve şirketlerle baş edebilmeniz gerek. O da bugünkü mevcut aracılar, kişi ve kuruluşlarla zor. İnşallah aklımızı başımıza toplarız da evet korkularımızdan emin oluruz.

Kaynak: Haber Merkezi