Elips TV’de yayımlanan Muhammed Okur ile Arka Plan programına konuk olan Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, Habertürk ekran yüzü Mehmet Akif Ersoy hakkında yürütülen dava ve soruşturma sürecine ilişkin kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. Dilipak, sürecin tek bir kişi ya da kurum üzerinden okunamayacağını söyledi.
“Yani bu sadece bir Can Holding meselesi değil. Habertürk meselesi de değil. Bu tek başına Ağar meselesi de değil. Aslında çok boyutlu bir şey.”
“Bu operasyon başka medyaya da yapılabilirdi, ama Habertürk seçildi”
Dilipak, operasyonun neden özellikle Habertürk ve Mehmet Akif Ersoy üzerinden yürütüldüğüne dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Aynı operasyonu diğer gazetelerde de yapabilirlerdi. Televizyonlara da yapabilirlerdi. Daha uygun, daha seküler refleksleri olan başka bir medya organı üzerinde de bu operasyon yapılabilirdi. Bu operasyon Mehmet Akif Ersoy’a, Habertürk TV’ye yapıldı.”
“Mehmet Akif Ersoy sadece bir sunucu değil”
Mehmet Akif Ersoy’un geçmiş görevlerine değinen Dilipak, Ersoy’un devlet kurumlarıyla olan ilişkilerini hatırlattı:
“Sadece Mehmet Akif Ersoy İslamcı kimliğiyle tanınmıyor. Diyanet’te çalışmış, Anadolu Ajansı’nda çalışmış, TRT’de çalışmış. Devletle beraber hep çalışmalarda bulunmuş birisi.”
Bu çerçevede Ersoy’un siyasi çevrelerde bilinen bir isim olduğunu söyledi:
“Dolayısıyla AK Parti çevrelerinde yakından tanınan ve medya ilişkilerini Habertürk üzerinden duyurmayı sosyolojik anlamda daha doğru bir hedef kitle olarak düşünmüşler.”
“Hakan Fidan son röportajlarını burada vermişti”
Programda Hakan Fidan detayına da değinen Dilipak, kamuoyunda konuşulanları aktardı:
“Mesela Hakan Fidan son röportajlarını burada vermişti. Hatta Hakan Fidan’la Mehmet Akif Ersoy arasında bir yakınlaşma olduğu, hatta daha da ötesi söyleniyor.”
Bu durumun medyada tartışıldığını ifade eden Dilipak, şunları söyledi:
“Diğer medyanın TRT dışında Hakan Fidan’ın haberlerini jenerik olarak geçiştirdiği, yani Hakan Fidan’ın haberlerine de sansür uygulandığı söyleniyordu.”
“Bu benim iddiam değil, sosyal medyada tartışıldı”
Dilipak, Mehmet Akif Ersoy’a yönelik operasyonun Hakan Fidan’la ilişkilendirilmesine dair iddiaların kendisine ait olmadığını özellikle vurguladı:
“Acaba Mehmet Akif Ersoy’a yapılan operasyon aslında Hakan Fidan’ın kendi medyasını oluşturma konusundaki girişimlerine karşı bir ön alma olarak mı ortaya çıktı? Ha bunlar benim iddialarım değil. Bunlar tartışıldı sosyal medyada.”
“Günah keçisi olarak bir kişi seçildi”
Dosyanın mevcut haliyle dikkat çekici olduğunu belirten Dilipak, şu ifadeleri kullandı:
“Çok ilginç bir şekilde işin içinde ne Ağar var şu anda tartışılan şekliyle, ne Can Holding var, ne Ciner var. Hiçbiri yok.”
Bu durumu şu sözlerle değerlendirdi:
“Öyle bir kişi buldular ki günah keçisi olarak onu paramparça ediyorlar, linç ediyorlar"
“Ben bunun normal akışında bir operasyon olduğunu düşünmüyorum”
Dilipak, sürecin olağan bir adli operasyon gibi ilerlemediğini düşündüğünü ifade etti. Mehmet Akif Ersoy’un suçlamaları kabul etmediğini hatırlatarak şunları söyledi:
“Mehmet Akif Ersoy suçlamalarının hiçbirini kabul etmedi. Avukat tarafından yapılan açıklamada da neresinden tutsanız elinizde kalıyor. Aza koysanız dolmuyor, çoğa koysanız almıyor.”
Değerlendirmesini şu sözlerle tamamladı:
“Dolayısıyla ben bunun normal akışı içerisindeki bir operasyon olduğunu değil, Türkiye’ye yapılan bir operasyonun içine çekildiğimizi düşünüyorum.”
Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak:
— Elips Haber (@elipshaber) December 17, 2025
📌Mehmet Akif Ersoy ile Hakan Fidan arasında bir yakınlık olduğu belirtiliyor. Ersoy'a yapılan operasyon, Fidan'ın kendi medyasını oluşturma girişimine karşı bir ön alma olarak mı ortaya çıktı?
📌Ersoy operasyonuna aynı zamanda Müslüman… pic.twitter.com/hOOmAQlfKO





