Hürriyet gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, bugünkü köşesinde DEM Parti’nin komisyona sunduğu raporu taşıdı. DEM Parti’nin ‘Öcalan’a özgürlük’ talebinin süreci kilitlediğini savunan Selvi, Öcalan’ın böyle bir talebinin olmadığına işaret etti.

Selvi, “DEM Parti bunun farkında değil mi? Farkında. Peki bunu neden yapıyorlar? Çünkü DEM Parti’nin içinde sürece karşı olan bir kanat var. Bir de Kandil’de sürece karşı olanlar DEM Parti üzerinden Türk kamuoyunu tahrik edip, süreci sabote etmek istiyor” dedi.

Selvi’nin yazısından ilgili kısım şöyle;

Terörsüz Türkiye süreci kritik bir aşamaya geldi. Yasal düzenlemelerin yapılması gerekiyor. Bunun için de hem kamuoyu desteğinin sürmesi hem de Meclis’te iktidar ve muhalefetin desteği gerekiyor. Tam bu aşamada DEM Parti süreci sabote etmek için elinden gelen her şeyi yapıyor.

DEM Parti 4 Ocak’ta Diyarbakır’da, “Abdullah Öcalan’a özgürlük” mitingi yapma kararı aldı. Dün de ifade ettim. Bu süreci Abdullah Öcalan dayatmasına çevirmek, süreci kilitliyor. Terörsüz Türkiye sürecine olan destek yüzde 70’lerin üzerine çıkmışken, süreci Öcalan’a endekslemek desteği yüzde 10’a düşürüyor. Çünkü toplum Öcalan ve PKK konusunda olumlu duygular taşımıyor. Öcalan’ı ‘bebek katili’ olarak görüyor. Bu gerçekler varken, topluma Öcalan’ı dayatmak sürece hizmet etmiyor. Tam aksine kamuoyunda sürecin aleyhinde bir havanın oluşmasına neden oluyor.

Öcalan’ın talebi yok

Ayrıca Öcalan’ın bu yönde bir talebi yok. Öcalan 19 Haziran 2025 tarihinde örgütüne görüntülü olarak hitap ettiği konuşmasında, “Bu arada tüm karar metinlerinde vazgeçilmez bir şart olarak benim özgür kalma durumuma gelince; biliyorsunuz ki ben hiçbir zaman kendi özgürlüğümü bireysel bir sorun olarak görmedim. Felsefi olarak da kişi özgürleştiği oranda toplum, toplum özgürleştiği oranda birey özgür olabilir. Bu eğilimin gereğine bağlı kalınacağı tabidir” demişti.

DEM Parti bunun farkında değil mi? Farkında. Peki bunu neden yapıyorlar? Çünkü DEM Parti’nin içinde sürece karşı olan bir kanat var. Bir de Kandil’de sürece karşı olanlar DEM Parti üzerinden Türk kamuoyunu tahrik edip, süreci sabote etmek istiyor.

Geçen süreçlerde buna benzer örnekleri çok yaşadık. 2013-2015 sürecinin tabutuna çivi çakan eylemlerden biri Habur olayıydı. Bu tür süreçlerde bir ‘Habur travmamız’ var. Ne yazık ki DEM Parti kimi eylemleri ve açıklamalarıyla bu travmayı tetikliyor. Süreci sabote etmek isteyenlerin eline fırsat veriyor. Oysa Öcalan, “Meclis’in çatısı altında bulunan DEM, diğer partilerle birlikte bu sürecin başarıya ulaşması için üzerine düşeni yapacaktır” demişti.

DEM’in rolü önemli

DEM Parti’nin bu süreçteki rolünü önemsiyorum. Dünya örnekleri de bize bu tür süreçlerin siyasi kanat üzerinden yürütüldüğünü gösteriyor. Daha önce Sırrı Süreyya Önder ile Pervin Buldan şimdi ise Mithat Sancar’dan oluşan İmralı heyeti tüm taraflara güven veren tutumlarıyla süreçte tarihi bir rol oynuyorlar. DEM Parti Eş Genel Başkanları siyasi parti liderlerini ziyaretleri ve Meclis’te kurdukları diyaloglarla sürecin kolaylaştırılması yönünde önemli işler yapıyorlar. Doğrularına doğru diyorum yanlışlarını eleştiriyorum. DEM’liler, Diyarbakır’daki eylemde Türk polisine hakaret etmişlerdi. Diyarbakır’da yaşananlar sürecin neredeyse raydan çıkmasına neden olacaktı. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in Meclis heyeti olarak İmralı’ya ziyaretten sonra yaptığı açıklamalar süreci enfekte etmeye yönelikti. Bunları sürece sahiplenme adına eleştirdim.

Uyuşturucu soruşturmasında kritik gelişme: Şeyma Subaşı’ndan ilk açıklama
Uyuşturucu soruşturmasında kritik gelişme: Şeyma Subaşı’ndan ilk açıklama
İçeriği Görüntüle

DEM’in raporu tahrik edici

Bu bağlamda DEM’in Meclis’e sunduğu rapora değinmek istiyorum. DEM, bu raporla süreç karşıtlarının aradığı fırsatı altın tepsi içinde sundu.

Sürece karşı olanlar DEM Parti, Anayasa’dan Türklüğün çıkarılmasını istiyor diyorlardı. DEM Parti Meclis’e sunduğu raporunda, Anayasa’nın 66’ncı maddesindeki “Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür” ifadesinin değiştirilmesi talebinde bulunuyor. Anayasa’nın 42’nci maddesinin değiştirilerek, Türkçe dışında eğitim dilinin değiştirilmesini istiyor. Ana dilde eğitim ve çok dilli eğitim sistemlerinin geliştirilmesini öneriyor. DEM Parti bu raporla sürece karşı olanların istediği gerekçeleri onlara altın tepsi içinde sunmuş durumda.

Kaynak: Haber Merkezi