Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt, ABD'nin Güney Afrika'nın Johannesburg kentinde gerçekleşecek G20 Zirvesi'ndeki resmi görüşmelere katılmama kararını teyit etti. Bu açıklama, Güney Afrika Cumhurbaşkanı Cyril Ramaphosa'nın ABD'nin katılımı konusunda görüşmelerin sürdüğüne dair beyanlarına yanıt olarak geldi. Katılmama kararı, Başkan Donald Trump'ın daha önce dile getirdiği, Güney Afrika'daki beyaz çiftçilere yönelik şiddet iddialarına dayandırılıyor.
Evrensel'den Okan Evrim'in haberine göre, Beyaz Saray Sözcüsü Leavitt, düzenlediği basın toplantısında Ramaphosa'nın açıklamalarına karşılık vererek, ABD'nin zirvedeki resmi görüşmelere katılmama pozisyonunda bir değişiklik olmadığını bildirdi. Sözcü ayrıca, Ramaphosa'nın ABD ile ilgili bazı ifadelerinden "hoşlanmadıklarını" ve bu durumu dile getirdiklerini belirtti.
Başkan Trump, zirveye katılmama gerekçesi olarak daha önce de ülkedeki "beyazlara yönelik şiddet olaylarını" öne sürmüştü. Trump, Ramaphosa ile yaptığı görüşmelerde Güney Afrikalı beyaz çiftçilere "soykırım" uygulandığını, topraklarının zorla ellerinden alındığını ve çoğunun öldürüldüğünü iddia etmişti. Ramaphosa ise ülkedeki şiddet olaylarını kabul etmekle birlikte, beyaz çiftçileri hedef alan bir hükümet politikası olmadığını vurgulamıştı.
Katılım kararındaki siyasi ve ekonomik etkenler
ABD'nin zirveye katılmama kararında sadece şiddet iddialarının değil, Güney Afrika'nın değişen küresel konumu ve G20 gündeminin de etkili olduğu belirtiliyor. Güney Afrika, II. Dünya Savaşı sonrasında uyguladığı apartheid politikaları döneminde ABD'nin önemli ticaret partnerlerinden biriydi. Ancak ülke, 2011 yılında Rusya'nın girişimiyle kurulan ekonomik ve siyasi iş birliği grubu olan BRICS'e (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) katıldı.
Başkan Trump, BRICS'i "ABD karşıtı bir grup ülkeden oluşan ve doları hedef alan bir yapı" olarak nitelendirmiş ve dolara saldırılmasına izin vermeyeceklerini ifade etmişti. Ayrıca ABD yönetimi, Güney Afrika'nın G20 öncelikleri arasında yer alan "adil enerji dönüşümü" ve "iklim adaleti" temalarının ABD politikalarıyla ters düştüğünü ve ortak bildiriyi destekleyemeyeceklerini açıklamıştı. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio da Güney Afrika'nın "eşitlik, dayanışma ve sürdürülebilirlik" temalarının "ABD karşıtı" pozisyonlar içerdiğini öne sürerek bu temaları eleştirmişti.




