10 Mart 2025’te Şam’da Geçici Şam Yönetimi Başkanı Ahmed Şara ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) Genel Komutanı Mazlum Abdi arasında imzalanan 8 maddelik mutabakat, 14 yıldır süren savaşın yorgunluğundaki Suriye için yalnızca bir güvenlik düzenlemesi değil, ülkenin geleceğini şekillendirecek bir siyasi taslak olarak değerlendiriliyor. Yıl sonuna yaklaşılırken, mutabakatın uygulama takvimi ve sahadaki adımlar gündemdeki yerini koruyor.
SDG entegrasyonunun ötesinde siyasi, sosyal ve ekonomik başlıklar içeriyor
Mutabakatta SDG’nin yeni kurulacak Suriye ordusuna entegrasyonu yoğun biçimde tartışılsa da taraflar arasında varılan anlaşma bununla sınırlı değil. Siyasi katılım, Kürtlerin anayasal hakları, ateşkesin ülke geneline yayılması, kurumsal entegrasyon, yerinden edilenlerin dönüşü ve toplumsal barış mutabakatın temel maddeleri arasında yer alıyor.
Geçici Şam Yönetimi, 10 Mart’ı “dağılmış ülkeyi tek merkezde toplama hamlesi” olarak tanımlarken; SDG tarafı aynı maddeleri “ademi merkeziyetçi bir demokratikleşme zemini” olarak görüyor.
Mutabakatı takip edecek komite kuruldu ancak ilerleme sınırlı kaldı
Anlaşmanın uygulanmasını denetlemek üzere 17 Mart’ta ek bir mutabakatla bir komite kurulması kararlaştırıldı. Başkanlığını eski Deyrizor Valisi Hüseyin es-Selame’nin yapacağı belirtilen komiteye ilişkin ise somut bir ilerleme sağlanamadığı aktarılıyor. Kaynaklar, ekonomik, siyasi ve askeri konuları değerlendirecek alt komitelerin oluşturulmasının planlandığını, ancak uygulamanın henüz başlamadığını bildiriyor.
Halep’teki Kürt mahallelerine ilişkin güvenlik modeli geliştirildi
Anlaşmanın parçası olarak 1 Nisan’da Halep’te Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerinin güvenliği konusunda uzlaşıldı. Buna göre bölgede varlığını sürdüren Asayiş güçlerinin Şam yönetiminin İçişleri Bakanlığı’na bağlanması kararlaştırıldı. Mazlum Abdi, bu “Halep modelinin” ülke geneline yayılabileceğini belirterek yerel yönetime dayalı sistemin anayasada güvence altına alınması gerektiğini vurguladı.
Tişrin Barajı için ortak yönetim ve koruma anlaşması yapıldı
Fırat üzerindeki Tişrin Barajı’nda 12 Nisan’da varılan anlaşma, barajın güvenliğinin SDG’den Şam’a bağlı güçlere devredilmesini öngördü. Barajın tam kapasiteyle işletilmesi için Şam yönetimi ile Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nden ortak bir yönetim ve teknik komite kurulmasına karar verildi. Görüşmelerde yerinden edilenlerin dönüşü ve baraj çevresinin saldırılardan korunması da gündeme geldi.
‘Merkezi sınav’ anlaşmasıyla öğrencilerin sisteme entegrasyonu hedeflendi
8 Haziran’da varılan “merkezi sınav” mutabakatı kapsamında bölgedeki öğrencilerin sınavlara dahil edilmesi için sınavların ertelenmesi, ortak izleme komiteleri kurulması ve kayıt süreçlerinin düzenlenmesi gibi maddelerde uzlaşı sağlandı. Kuzey ve Doğu Suriye’de Kamışlo, Haseke, Rakka, Deyrizor, Tabka ve Kobani’de alınacak güvenlik ve ulaşım tedbirleriyle sınavların sorunsuz yapılması hedeflendi.
Mutabakatın temel maddeleri yeni bir Suriye vizyonu öneriyor
Şara ve Abdi arasında imzalanan 8 maddelik mutabakat şu başlıkları içeriyor:
Tüm Suriyelilerin etnik ve dini ayrım gözetilmeksizin siyasi süreçlere ve devlet kurumlarına katılımının garanti edilmesi.
Kürt toplumunun Suriye devletinin ayrılmaz bir parçası olarak tanınması ve yurttaşlık dahil tüm anayasal haklarının güvence altına alınması.
Suriye topraklarının tamamında ateşkes sağlanması.
Petrol ve gaz sahalarının yeni kurulacak devlet tarafından eşit biçimde yönetilmesi ve paylaşılması.
SDG’nin asayiş dahil askeri mevcudiyetiyle Suriye’nin güvenliğine ortak katkı sunması ve IŞİD tehdidiyle mücadelede işbirliği.
Yerinden edilen Suriyelilerin güvenli geri dönüşünün sağlanması.
Toplumsal barışı tehdit eden nefret söylemi ve ayrılık çağrılarının reddedilmesi.
Kurulacak komitelerin anlaşmanın 2025 sonuna kadar uygulanması için çalışması.
Bu maddeler, hem Şam’ın merkezi otoriteyi güçlendirme hedefini hem de SDG’nin yerel yönetimlerin özerkliğini koruma talebini aynı metne sığdırması bakımından Suriye’nin geleceğine dair kritik bir yol haritası niteliği taşıyor.





