Dursun Erkılıç
Emekli Albay Kadim Koç’un kaleme aldığı “Ankara’nın Kördüğümü / SAKARYA / Mustafa Kemal Paşa’nın Dehası” adlı eser, Cumhuriyet tarihinin en kritik dönemeçlerinden biri olan Sakarya Meydan Muharebesi’ni detaylarıyla ele alarak, okuyuculara hem tarihsel hem de duygusal açıdan güçlü bir anlatım sunuyor. Kitap, sadece askeri stratejiyle değil, aynı zamanda milletin varoluş mücadelesiyle öne çıkıyor.
İbrahim Terzioğlu: Bu kitap içimi kanatarak okuduğum bir vicdan belgesidir
Araştırmacı yazar ve şair İbrahim Terzioğlu, Kadim Koç’un kitabına ilişkin duygularını şu sözlerle ifade etti:
“Kitabını göz yaşları ve yürek yangını ile okudum. Değerli dostum Kadim Koç’u yürekten kutluyorum.”
Terzioğlu, kitabı okurken hissettiklerini tarihsel gerçeklerle harmanlayarak anlattı. Özellikle Jorge Bilenco Villalta’nın 1934 yılında yazdığı “Atatürk” kitabından alıntı yaparak, Sakarya Savaşı'nın dünya tarihindeki yerine dikkat çekti:
“Sakarya Savaşı, 22 gün 22 gece süren ve batının Viyana surlarından Anadolu’nun kalbine kadar uzanan ilerleyişini durduran tarihi bir kırılma noktasıdır.”
Eğer Sakarya’da zafer olmasaydı, bu topraklar Büyük Yunanistan’ın azınlığı olurdu
İbrahim Terzioğlu, Sakarya Meydan Muharebesi’nin öneminin yeterince anlaşılmadığına vurgu yaparak, tarihe yönelik çarpıtmalara ve kamuoyundaki duyarsızlığa dikkat çekti.
“Birileri çıkıp ‘Sakarya’da keşke Yunan galip gelseydi’ diyemezdi, çünkü Yunan askeri Polatlı’ya kadar gelmişti. Sakarya’daki başarı olmasa, bugün bu ülkede özgürce konuşmamız bile mümkün olmayacaktı.”
Sakarya Cephesi Çanakkale kadar önemli, ama yeterince bilinmiyor
Terzioğlu, kitabın özellikle genç nesillerin tarih bilincini geliştirmesi açısından büyük bir işlevi olduğuna değindi.
Ankara’nın burnunun dibinde yaşanan bu savaşın yerini, şehit mezarlarını, çatışma noktalarını bilen çok az kişi var. Alan yönlendirme tabelaları, tanıtım panoları bile eksik. Bu savaşa gereken değer verilmemesi kabul edilemez.
Her Türk vatandaşı bu kitabı okumalı
İbrahim Terzioğlu, sözlerini şu çağrıyla noktaladı:
“Bu kitap, sadece geçmişimizi anlatmıyor; geleceğe nasıl sahip çıkmamız gerektiğini de gösteriyor. Her Türk vatandaşı bu kitabı okumalı ve Sakarya’nın hangi koşullarda kazanıldığını bilmeli. Şehitlerimize, vatanımıza ve tarihimize sahip çıkmalıyız.”
