DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinin kurduğu Yeni Yol Partisinin, TBMM'de Grup Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, 3 partinin genel başkanı, gündeme ilişkin konuştu.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, işçilerin insan onuruna yakışmayan şartlarda çalıştıklarını söyledi.
Davutoğlu, grup toplantısına eylemde olan Altındağ Belediyesi işçilerinin de katıldığını aktararak, her şartta işçilerin yanında olduklarını belirtti.
İstanbul'da yaşanan depremlerin, "ilahi bir uyarı" ya da "İstanbul'un taşının toprağının feryadı" olarak değerlendirilebileceğini kaydeden Davutoğlu, İstanbul'un taşıdığı yükün çok ağır olduğuna dikkati çekti.
Ahmet Davutoğlu, Kanal İstanbul'la ilgili çok fazla soru işareti olduğunu, ortada bir stratejik etki analizinin olmadığını ileri sürdü.
Bir savaş halinde düşman güçlerinin uzaktan füzelerle Boğaziçi üzerindeki 3, Kanal İstanbul üzerindeki 6 köprüyü tahrip etmeleri halinde iki su yolu arasında kalan ülke nüfusunun yaklaşık 7'de 1'ini barındıran İstanbul Adası'nın kara bağlantılarının tümüyle kesilebileceğini vurgulayan Davutoğlu, kanalın batısında kalan Trakya'nın savunmasında büyük zaafların doğabileceğine işaret etti.
"Kanal İstanbul'un, kalan İstanbul'u yok etmesine izin vermeyeceğiz"
Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kanal İstanbul'un getireceği faydalar, başka yollarla da telafi edilebilir. Ancak İstanbul'a dönük bir riskin telafisi olamaz ve hesabı verilemez. Son yaşadığımız deprem sonrası ağır bir vebal taşıyan bu konuyu lütfen tekrar değerlendirin. Gelin, bütün kesimlerin katıldığı toplumsal bir mutabakat ile gelen giden iktidarın değiştiremeyeceği bir İstanbul yasası çıkaralım, kapsamlı bir imar yasası çıkararak imar rantlarını kamuya aktaralım, şehirlerimizi bir rant deposu olarak gören zihniyetlerin istismarına son verelim. Gelin, çevresinde insan yoğunluğunu artıracak Kanal İstanbul gibi projelerle İstanbul'a göçü teşvik edecek yeni iskan alanları açmak yerine İstanbul'dan Anadolu'ya göçü teşvik edecek özel projeler ve fonlar oluşturalım.
Kentsel dönüşümün rantsal dönüşüme dönüşmesine izin vermeyelim. Türkiye ölçekli bir demografik dağılım stratejisi geliştirelim. İstanbul'un tarihi ve doğal yapısının korunması bu stratejinin ana odağını oluştursun. Mekanları ve şehirleri cansız varlıklar olarak görmeyelim. Kanal İstanbul'un, kalan İstanbul'u yok etmesine asla izin vermeyeceğiz."
